Friday, November 30, 2007

Şu lansman denilen şey


Muhtemelen her gün gördüğümden olsa gerek bana bu bizim mekan hiç mi hiç çekici gelmiyor. Pek bir bauhaus pek bir steril geliyor ama seveni çok, aktivite yapmak isteyeni çok, hatta düğününü yapmak isteyeni çok.

Dün gece bizim mekandaki havalı Asmalı Mescit mekanı yukardaki "fake" markanın lansmanı sebebiyle kapalıydı, defilesi vardı, kalabalık insanları vardı, bizimkinin çaldığı gruplardan biri vardı sahnede. Bence gayet kötü, gayet tapon, gayet sıradandı. İnsanlar zaten bir kötüydü (hepsi aynı saç modeli ile dolaşan kadın tipleri, yuppie olamamış orta sınıf yöneticiler vs), hemen kaçtım defile mefile hak getire (neden bu kadar çok bilinen bir markaya lansman yapılır ki? hedef kitlelerinden herkes biliyor zaten) Sadece bizimkini, U., dinlemek sonrasında yine çalacağı diğer grubun çıkacağı Roxy'e Sekvotka ile buluşmak için bekledim.

Ben çaldığı, son zamanların epey ünlü grubunu sevmiyorum ama seveni çokmuş. Doldurmuşlar mekanı. Bunlar eskiden şimdiki solist ile başka bir isimle müzik yaparlardı, bu sefer davuldaki U.'ya basta kardeşi Boogie Boy eşlik ederdi, 90ların ortasıydı sanki, yine Roxy'de hafta içi günler çıkarlar, sahnede komik olurdu iki tane aynı tip.

whatever...

Roxy'nin Yan'ı güzel fena değil. Herkes gitmişti de ben gitmemiştim; güzelmiş. Gittim Sekvotka oturmuş bara bekliyor, büyük kavuşma sarılıp öpüşme anları (çünkü işin doğrusu uzun zaman olmuştu sadece ikimizin buluşmayalı). Dedikodular, atılan şen kahkahalar, zevzeklikler, seviyesizlikler, derken bitti gitti. Özlemişim sırf ikimiz olmayı (çıkışında şamdan diye tuttursam da zoraki olarak bir sonraki sefere attık)... Bugün de cuma, akşam yine" yan yanmam lazım daha çok yol almam lazım".

No comments: