Tuesday, November 20, 2007

Tehlikeli anlar

Nadirdir ama bazen kendimden korkarım. Bunun tek anı gerçekten sinirlendiğim andır. Dalgasına, gündeliğine kızarım ederim ama gerçekten kızmam veya sinirlenmem. Kötüdür benim kızdığım, gözümün görmediği anlar ki bunlar 10 yılda bir gerçekleşen anlardır. Bir nevi fırtına diyeyim de tam olsun.


Bu sabah kendimden korktum. Allah'ın unuttuğu Alibeyköy'ün iğrenç trafiğinde giderken arkamdan bana korna çalan, kenara çek ben geçeceğim diyen spastik şöföre yapabileceklerimden korktum. Ha "şu cüsse ile ne yapabilirsin ki" diye düşünülebilir ama insanın nevri dönünce her şey olabilir bence.

İğrenç bir dönüşte hep beraber ölmeyelim diye beklemem sebebiyle beynimde yankılanan kornasından sonra önüme geçti ve ben başladım saydırmaya. Asıl daha da kötüsü önüme geçtiği için yapıştım kıçına. Hani sapık şöförler vardır kadın sürücüleri taciz ederler arabanın arkadsına yapışarak, selektör atarak, korkutarak. Sahne aynen Road 66 misali korkutucu şekilde gerçekleşiyordu ki tek fark rolleri değiştirmiş kadın-erkek rolleri idi. Daha da tehlikelisi aynadan "çek kenara in aşağıya" bakışı atmamdı. Neyse ki adam düz devam etti ben sola döndüğümle kaldım.

P.S. Görülüyor ki benim dünyaya kız olarak gelmiş olmam gayet isabetli bir karar.

P.S. (2) J.A.'nın dediği gibi "ya bulaşma ya da bulaşacaksan kavga etmeyi öğren". O yüzden bu konularda başarılı karşı cins ile irtibata geçmeli ve en önemlisi kırmızı ojelerim kırılmadan nasıl uçan tekme atacağımı öğrenmeliyim.



No comments: