Friday, November 9, 2007

Sen misin gözetleyen?

Gecenin çok geç olmayan bir saatte gelen mesaj: komşum kitap okuyor galiba? Yatak odamın onun salonunun görüş mesafesine denk düştüğünü tamamen unutarak hareket edip, kendimi Saatleri Ayarlama Enstitüsü'ne kaptırmışken gelen bu mesaj hem irkilmeme, hem de çok gülmeme yol açtı.

Sen misin evinin önündeki gemilerin pencerelerine dürbünle bakan, arka komşunun evine dalga olsun diye bakan? İşte ne ekersen onu biçersin veya in english, what goes around comes around (mesajlardan sonra düşündüm de şimdi ben yeterince sıkı kapatıyor muyum acaba perdeleri? haydaa. al başına belayı. sevdiğim komşunun sırasında da bir sürü tanıdık oturuyor. offf offf).

Neyse komşumu severim, orası ayrı.

Hissiyat da önemli şey bu arada. Hani tarif edilemez bir şekilde insan hiç görmediği, adını dahi bilmediği bir insanı görüp "bu o" diyebilir veya kendi evine doğru inerken gördüğü pizzacının komşusuna gittiğini hissedebilir. Hissiyat mı denir, içgüdü mü bilemiyorum ama ben çok sık yaşarım. Doğru olduğuna da inanırım (ki içimdeki sesin söylediğinin aksi çıktığı sayılıdır).

No comments: