Thursday, November 8, 2007

Sıfırın karşısındaki arttıkça itibar da artıyor mu?

Dün gece bizim için coşkulu, heyecanlı idi. Çok da mutlu, pek de mutlu olduk. Tabii hemen F.A.'yı aradım ilkinden sonra, o esnada ikincisi geldi, ben şen kahkahalar atan şen dul misali oldum ahizenin diğer ucunda, F.A. ise bunalımda.

anotherstar-ya ne güzel oldu böyle. bak hiç beklemiyordum ikinciyi. seyrediyor musun şu an.
f.a.- off hayır, moralim bozuldu şimdi
anotherstar-hahaha niye yahu?
f.a.- ee istemiyorum kazanmanızı, sinir oldum. neyse yenersiniz, belli.
anotherstar- bir de bana "fanatik olmuşsun sen" diyorsun. yani bu yaşta bu fanatik ruh, bir şey diyemiyorum maçıma dönüyorum ben.

* Biz mutluyuz da bir önceki gece her şeye karşı tribün için büyük bir hüsran yaşandı. Epey tatsız olsa gerek. Bu tip maçlarda "aman bizi temsil ediyorlar, birlik olmalıyız" filan diye düşünmem hele hele "takımımız, temsilcimiz " gibi söylemlerden hiç hazzetmem. Ola ki yenilgi ile sonlanırsa da hiç üzülmem takımlar için. Üzüntü duyacağım tek nokta taraftar içindir, yoksa kulüp elenmiş, ülkenin takımı- temsilcisi başarısız olmuş, itibarımız gitmiş vs. gerçekten umrumda değil.

Ancak gereksiz bulduğum bir durum var. O da sıfırın karşısında arka arkaya sıralamak golleri. Tamam anladık yeniyorsun, güçlüsün, karşındaki de artık havlu atmış bırakmış kendini. 8 olsa, 9 olsa 10 olsa değişecek ne var ki? Yendin işte.
2002'deki dünya kupasının sanırım ilk maçıydı Suudi Arabistan- Almanya maçı ve benzer bir skor kaydedilmişti. Ee yani? Yendin işte cahil arapları, neyin ne olduğunu gösterdin onlara, 8 tane de attın, sonuç ne oldu, geldin arapların bir tık üstü olarak gördüğün türklerle aynı üçlemede yer aldın. Kupayı aldın mı, şöyle kaldırıp Alman milletinin gücünü tüm dünyaya gösterdin mi hayır? 8 tane atman bir işe yaradı mı? Hayır çünkü sıfıra karşı 1 tane dahi atman yeterdi. İşte bu yüzden sıfıra karşı böyle sallamaları gereksiz buluyorum.

Karşı tribünün karşı olduğu ama değiştiremediği kalın enseli haza bir ayı olan menajeri "ne gerek vardı bu kadar atmalarına" gibi açıklamalar yapmış. Haklı da kendilerinin benzer bir pozisyonda olup "atmamaları" gibi bir durumun olacağını düşünmüyorum, hatta kendisinin mikrofonlara "ne yani durup baksa mıydık?" gibi bir cümle sarfedeceğini tahmin ediyorum. O yüzden boş hepsi.

P.S. Bu arada Suudi Arabistan kralı mı prensi mi ne geliyormuş ve 30 tane lüks araba 3 tane otobüs istemiş yetkililerden. Gelenleri, kafileyi vs görünce bir kez daha petrolün getirdiği zenginlik, görgüsüzlük, mutlaki erkek rejimi, kadına nefes aldırmayan yarım dünya değil, tam dünya çapındaki göbekli erkekleri ile Körfez Arap Dünyası'ndan hazzetmediğimi hatırladım. Bir kez daha. Yoksa o coğrafyanın geri kalanındaki büyük medeniyete asla bir itirazım yok, aksine seviyorum.

No comments: