Friday, November 2, 2007

Pleased to meet you, hope you guess my name

Müthiş güzel Rolling Stones şarkısıdır Sympathy for the devil. 1968-69 tarihlerinden biridir orijinal halinin piyasaya sürülmesi. Beggars Banquet albümünde yer alır, albümün kapağı ayrı bir havadır. Ancak 2002 yılında Neptunes remiksi de bence şahanedir.

Şarkının en sevdiğim dizesidir başlık: pleased to meet you hope you guess my name...Her gün türlü türlü insan ile tanışıyoruz. Eskiler var, yeniler var, sevilenler, sevilmeyenler, bir de zoraki katlanılanlar var. Ne kadar zor bir şey sosyal ilişki meselesi? Sonra bu ilişkinin bir de Harvard'lı çocuğun arka bahçesi versiyonu, orada aranıp taranması, bulunup üzerine konuşulması, kendini tutamayıp mesaj atma durumu var. Var da var yani. Eskiden yonja vardı, 80630 vardı, bugün de tutkunlarına sanki bir garden of eden tadı veren Harvard'lı çocuğun arka bahçesi var, yarın da herhalde başka bir şey gelir bunu da geçer.

whatever...

Tanışırken, el sıkışırken isim söyleniyor, hafifce gülümseniyor. Peki ya tanışırken yüreği okuyabiliyor mu insan? Karşındakinin yüreğini, niyetini, hissiyatını anlayabiliyor mu? Çoğunlukla hayır. Ya da diyor mu "ben iyi", " ben sevimli", "ben korkak", "ben ezik" diye . Sonra tabii insanın içinde, yüreğinde, yüzünde ya da en güzeli olan şekli ile kıçında patlıyor.

* Herhalde herkes haklı çıkmayı, haklı olmayı sever. Her haklı çıktığında da en azından içinden sessizce "ben demiştim" der. Benim için de çok farklı değil durum. Ne var ki, bu sefer çok sevmedim haklı çıkmış olmayı, "ben demiştim, ben biliyordum" demeyi. Ancak life is life darling, istenilen durumlar istenilen zamanlarda havada bulut sen bunu unut iken, istenilmediği zamanlarda ise sanki denizde kum durum misali, bol bol gelir insanın önüne.

No comments: