Dün gazete eklerinin bir tanesinde ciddi ciddi konular yazılıp çizilmişken sayfanın alt kısmındaki cup cake ve muffin arasındaki farkı anlatan bir yazı gerçekten sabah eğlencesi oldu.
Tatlıcı değilimdir, tatlıdan anlamam, yapamam da (evet, hâlâ fırınım yok) ancak bu tip işlerin yapımında kalıp hadisesinin önemli olduğunu bilirim. Kalıptır o pastaya, keke şeklini veren, ona şeklini veren, onu farklı kılan, daha eğlenceli bir hale sokan. Sadece cup cake/muffin pişirilmesi için değil kıyafet dikimi, kumaş kesimi, mobilya tasarımı gibi konularda da kalıp önemlidir.
Aynen insanda olduğu gibi. Bir insanın da çizgilerinin oluşmasında, şahsiyetinin gelişmesinde, yaşam yolundaki yürüyüşünün biçimlenmesindeki belirleyendir kalıp. Bu yüzden de cemiyet hayatında bazılarımız için -ki çoğunlukla bunlar erkektir- "kalıplı insan", "kalıbını taşıyan insan" ifadeleri kullanılır. Kimi zaman fiziksel bir özelliği öne çıkartmak için söylense de aslında "kalıplı insan" tabiri sadece Tony Soprano gibi devasa, iriyarı bir adamı ifade etmez; asıl olarak sağlam, haysiyetli, dediğinin arkasında duran, güvenilir sıfatlarını bir arada taşır. Kısacası kalıplı insan/adam/kadın olmak zordur, taşıyana ağır geldiği ânlar çoktur.
Ben seviyorum galiba kalıplı insan. Ya da kalıplı insan düşüncesini. Kim bilir belki de kendim de kalıplı olmaya çalışıyorumdur, ilerde bir gün kalıbımı layığı ile doldurmayı istiyorumdur.
Ve yine belki de bu yüzden benzerim, benzer hayatları sürdüğüm ilgimi çekiyordur da benden az, benden sıradan ile yetinmeyip, benden çok başka dünyadan geleni benim dünyamda, benim kurallarımla, benim dünyamın insanları ile bana benzetmeye çalışmıyorumdur.
Kıssadan hisse pazartesi sabahı, doktorlar ve tetkikler sonrası lafın kısası herkesin kalıbı geniş, kallavi olabilir ama herkes kalıplı olamaz... deyip fani zevklere geri dönüyorum ve cup cake resimlerine kendimi bırakıyorum (hastalığımdan hızla iyileşeyim diye mailden çıkan resimlerden sonra yenilecek tatlı gibiler, ya da resimdeki ile beraber yenilecek cup cake'ler bunlar).
No comments:
Post a Comment