Hiç sevmem kavga etmeyi. Sevdiklerimle. Etmem de. Öyle bağırıp çağırmam, hele sokakta filan ilişki kavgası görmekten hoşlanmadığım, yapmadığımdır. Dışardan bu konulara dair daha bir gürültücü, daha bir çirkef (fb) gözüksem de yanıltıcıdır, yapmam, dururum sadece.
Kendimle de kavgam yoktur. Ya da çok azdır. Genelde barış halinde, mutluyumdur kendimden.
Sabaha karşı kavga ile uyandım. Rüyamdaki bir kavgadan. İnanamadım resmen. Ciddi ciddi kavga ediyormuşum ve tükenmişim, tükenmişlikle uyanmışım. Hatırlıyorum biraz biraz. Eğer böyle kavga edersem, bağırırsam efsane olurum, o da karşımda komposto olur.
Yine de sevmiyorum kavga etmeyi. Sevdiklerimle.
Ancak diğer insanlar için Çirkin Ama Karizmatik Erkek B.'nin "dövim mi" demesini, Sekvotka'nın edepsiz gençlere "gençler yavaş eğlenelim biraz" deyip çocuğun omuzunu sıkmasını seviyorum. O ayrı bir mevzu.
No comments:
Post a Comment