Tuesday, January 8, 2008

Eski defterler





Uzun zamandır dinlememiştim, niyetim de yoktu. Hele hele azap klibini seyretmemeye kararlıydım. Şarkı ciddi azaptır. Neredeyse insana bileklerini açtırtır.

Bu yorumdan sonra duymak şaşırtıcı gelse de şarkı aslında hiçbir zaman ısınamadığım Trent Reznor imzalıdır, Johnny Cash ise sadece yorumcudur bu şarkıdır. İnsanın da içine eder yorumu ile, ne ruh bırakır, ne coşku, ne glamour. Her şey akar gider.

Klibi koymadım ama efsanevi bir aşk yaşayan Johnny Cash ve karısı June Carter Cash'ın evinde çekilmiştir; Johnny Cash hastadır tekerlekli sandalyeye mahkum olsa da son bir albüm yapmak, arkasında son klibini bırakmak istemiştir. June Carter bir ara merdivenlerden ona bakarken görülür. Klibin çekiminden kısa bir süre sonra June Carter gider ardından Johnny Cash dayanamaz ve de o da ölür. Hayatını anlatan "walk the line" filminin de sonlandığını göremez. Büyük aşktır onlarınki.

"Heybetli" ve "kalıplı" insandır Johnny Cash. Haysiyetlidir. Neredeyse 10 yıl önce, oraya ilk gittiğim yıl Johnny Cash resimli siyah beyaz bir kart bir kart atmıştım birilerine ve yine aynı ifadeyi kullanmıştım. Demek her şey değişirken bazı şeyler aynı kalıyor ya da aslında aynı kalanlar hep temel değerler, değişenler ise sadece genişlikler, eklemeler, süslemeler. Temel iyi ise o değişmiyor sadece sağlamlaşıyor.

her neyse, gereksiz.


"I hurt myself today to see if I still feel" diye başlar "I would keep myself I would find a way" diye biter.

Her zaman bir yol, bir çıkış vardır.

No comments: