Thursday, May 31, 2007

Istanbul guide


Böyle büyük bir hazırlık olamaz bende... O gelecek, akşam bende kalacak, eğleneceğiz diye bütün gün koşuşturdum, temizlik yaptım, alışveriş yaptım, diş fırçası aldım, yatakları değiştirdim. Ve geldi, kaldı, eğlendik, konuştuk, içtik, çıktık, orada da içtik güldük, komiklik yaptık, sarıldık (gerçekten "kim acaba" bölümünün heyecanını seviyorum, valla beğeniyorum üslubumu)

İşin aslı sevgilim gelip kalsa bu kadar çaba sarfetmezdim. Ama valla M. için o sıcak havada çıkıp alışverişe gittim, sürprizler hazırladım, komiklik olsun diye çocuk diş fırçası ile aldım. Bu kadar mı eğlenebilirim? Veya Eğlenebiliriz? (zaten bu kadar çabayı 4'lü ve dostarım, cidden sevdiklerim için sarfederim, başkasına biraz zor açıkcası)
Gerçekten sansasyonel bir geceydi. O nasıl eğlenmek öyle..? Gecenin sonunda kadim 4'lü yine buldu birbirini. Sarılındı, öpüşüldü. Ve yine herkes mi Asmalı Mescit'te olur dün akşam? Aman Allahım, hemen herkesi gördüm dün gece. En son Otto'da aptal bir içecek içtim ama pek hatırlamıyorum. Komik, komik, çok komik bir geceydi. Haliyle uyku sadece 3 saat filan.

M. günler öncesinden, bende kalacağı gecenin ertesi günü işi kırıp İstanbul turu yapmayı istediğini söylemiş, haliyle de beni ikna etmişti. Doğma büyüme Nişantaşlı kız Galata'da, Balat'ta, Karaköy'de...Beynimi yedi resmen, elinde fotoğraf makinesi onu bunu çeken bir insan, ben yanında sanki İstanbul dışından gelen bir turistin rehberi olarak neredeyse utanç halindeyim. Bir de elinde kocaman, eşşek gibi İstanbul Guide yazan bir dergi, açıp açıp ona bakıyor, ben iyice yerin dibine giriyorum sanki yanımda Ankaralı, bilmem nereleri taşıyorum.

Büyük şehirlerde doğmuş büyümüş olmanın bazı yazılmamış kuralları vardır: turist gibi davranılmaz, bazı yerlere gidilmez, bazı kulelere vs çıkılmaz filan. Mamafih M. ile maşallah bütün bu kool kuralları yıktık, gayet Turist Ömer kılığında gün geçti (tipler de hafif yabancı gibi olunca, elde eşşek gibi İstanbul Guide ve fotoğraf makinesi dolaşınca türlü türlü olay başımıza geldi).

P.S. M. sabahın köründe hafifce yatıp yine sabahın köründe tam karşıdaki okulun çocuk seslerini duyunca, çocuklara, fiziksel olarak yapmasının asla imkansız olduğu bir küfür sarfetti, beni gülmekten yerlere yatırdı: bütün şu cıyak cıyak bağıran, koşuşan çocukları sıra sıra ...m

P.S. (2) Şu aptal red bull air ne boksa, hepsini vurabilirim. Zaten bütün gün beynimde yankılandı oradan oraya manasızca giden uçaklar, bir de eve geldim iyice beynimin içinde çünkü tam karşımda cereyan ediyor. Geçen sene evden arada bir bakmıştım, cumartesi de şöyle bir göz atarın ancak dünden beri beynimin içinde öttükleri için o uçakları pompalı tüfek ile vurmak istiyorummmm. Yeter ama ya.

2 comments:

Anonymous said...

Joe Le Pompa

Anonymous said...

yok yok... yetmedi bu gezi bana! daha sultanahmet, piyer loti, çemberlitaş günümüz olacak unutma! hem de yakın bi zamanda, güneşin tepede olduğu sıcak bi istanbul gününde:))) ama bu sefer yükseğe çıkartmicam seni söz...
bikaç P.S. de benden sana:
P.S. I: Dergimin adı İstanbul Guide diil, "İstanbul"...lütfen...
P.S. II: Toplam 12 adet telden oluşan pembe diş fırçamı atma sakın! dişleri tek tek fırçalamak çok zevkli oluyomuş...
P.S. III: Çocuklara söyle, 19 Haziran'da sınıf geçme hediyelerini vermeye gelicem! hepsine, sırayla...