Friday, May 18, 2007

Yasak

Gündelik hayatta bize her an fevkalade surprizler yaşatan toprağımızda günlerdir mayo panolarının krizi konuşuluyor. Yasaklandı mı, yasaklanmadı mı? Türk halkı rahatsız mı oluyor bu görüntülerden? Utanıyorlar mıdır? Kesin rahatsız da oluyordur, utanıyor ama bakmak istiyordur, hele yaşayamadığı için daha çok sinirleniyordur. Yine bu toprağın en saygın gazetesi Hürriyet'teki yorumlar düşüncelerimi destekler yönde.

Dün J.A. ve F.A. evlatlarının evine ziyarette bulunurken konuşulan konulardandı. Televizyonda da Godfather serisinin ilk filmi vardı, ona bakınırken ve badeleri yudumlarken F.A. "bak islamiyet olmasıydı Türkiye şimdi İtalya gibi bir yer, hatta belki de konum olarak ondan daha güçlü, daha zengin olacaktı, küçük bir kasabada giderken oturup meydandaki kahvede şarap içecektik, bazı şeyler daha rahat yaşanacaktı" derken, bir yandan da "maçlar bitti ya, ne seyredeceğiz şimdi?" diye söyleniyordu.

whatever

Fransa'da böyle afişler, reklam panoları sıklıkla kullanılır. Muhtemelen bu konularda en rahat, en az sansür uygulayan ülkelerdendir Fransa (hele hele amerika'nın muhafazakar politikasına bakılırsa, fransa galaksinin bir diğer ucunda sanki). Aubade markasının reklamları her yıl olay yaratır. O kadar ki, bazı reklamlara feministler itiraz eder, cumhurbaşkanına mektuplar yazarlar ve bu tip reklamlarda kadının bir meta olarak kullanıldığını dile getirirler. Doğru olabilir, ancak ben öyle düşünmediğimden, bizim dükkanda da yasak olmadığımdan ve de bugünlerde eski bonjour chéri günlerimi andığımdan aşağıdaki reklamı koyuyorum. Tabii bir de yasak ve otorite kavramından büyük rahatsızlık duymam da sebeplerden sayılabilir.

Bence asıl üzücü olan, fransız kadınları bu tip olaylara bu kadar tepkiliyken kendi özel hayatlarında bir o kadar ezik ve bağımlıdırlar. Gerçekten de yaşamak için ilk gittiğimde beni çok şaşırtan bir olaydı bu fransız kadınlarının "non emancipée" ve "dépendante" durumu. 18,19 yaşlarında üniversiteye yazılmış hoş, akıllı kızlar, aa bir bakıyorsun daha o kadar genç yaşta, yıllardır aynı insanla beraber. Her şeylerini beraber yapıyorlar, kimsenin ayrı bir hayatı yok, her an "mon chéri, ma chérie". Baygınlık geçiriyordum resmen. Ya git, gençsin güzelsin manyak mısın 13 yaşından beri aynı insanla..?

P.S. "Agacer ses copains" lafı günün lafıdır.

P.S. (2) Berlin dönüşünde kendisini telesekreterine bıraktığım onun hiç sevmediği takımın marşları ile karşıladığım kadim dostum Sekvokta ile iletişimsizlik yaşadığımızdan bu resim ona gitsin.

No comments: