Kıyafetlerin arasına düşmüş vaziyette fonda çalarken aa çok güzelmiş, pek hoş filan diye dinlerken birden derinden gelen ıslığı duyan av köpekleri gibi elbiselerin, t-shirtlerin arasından salona uçtum (haliyle afgan tazısı çevikliğinde olmadığımdan uçarkan ayağımı çarptım, morluk # 2) .
IKE'S MOOD I ( Isaac Hayes, 1970)
Bende yok diye hayıflanıyordum, yine en son Oxigen'de duyup yine Barthez'in beynini yemiş, "kaldır kıçını da gel buraya çekeyim" lafını duyup oturmuştum.
Denon ve Dali bugün mutlu oldular çünkü performanslarının en yüksek derecesine ulaştılar, uzun zamandır bu kadar yüksek sesle dinlememiştim.
Garip şarkıdır Ike's Mood I. İnsanı yükselttiği gibi ağlatabilir de. Kısacası kayıtsız bırakmaz.
Eğer konserde çalmazsa yıkılırım herhalde ama bir yolunu bulmalıyım, söylemeli, haber göndermeli, orduevi orkestrasından şarkı ister gibi minik beyaz kağıda istek şarkısında bulunmalıyım. Eğer işe yararsa parfüm bile sıkabilirim. Hoş kendileri 70'ne merdiven dayamış biri de olsa yaşında belli olmaz, kokunun gücü diye bir şey var.
No comments:
Post a Comment