Az önce resimleri gördüğümde "
herhalde insanlar çıldırmış olmalı" dedim. Biliyoruz ki
Vogue Türkiye aybaşında satılmaya başlayacak ve bu Türkiye'de dergicilik adına çok büyük bir gelişme bu. Hatta salt dergicilik yayıncılık için değil moda kültürü, tasarım kültürü, tekstil sektörü için de önemli bir gelişme. Fakat ilk 1.000 kopyadan birini satın alabilmek için alışveriş merkezinin önünde kuyruğa girmek hatta beklemek nedir? Ve neden? Bu kadar
Vogue seven, her ay ingiliz baskısını sektirmeden satın alan, moda ile ilgilenen, bakmaktan seyretmekten keyif alan bir insanım ama beni hiçbir güç ne o sıraya sokabilir, ne de o sırada bekletebilir. Yani zaten sırada beklemem gereken aktiviteleri zorunlu olmadıkça yapmayan bir insanım, hele keyfi bir mevzu söz konusu olduğunda ise asla sırada beklemem. Misal gece kulübünün kapısında beklemek gibi. Hayatta beklemem, sıraya da girmem; sıraya girmeden girmeyeceğim bir yer ise zaten gitmem, gerek yok.
Vogue'u merak ediyor muyum? Evet ama mümkünse hayal kırıklığına uğramak istemiyorum. Alırım mart başında. Ama sıraya girer miyim? Hayır. Sıraya girmeyi anlar mıyım? Hayır. Sıraya kaynak yapanlara girer miyim? Kesinlikle!
Hayır sonra kızanlar oluyor "varoş" lafını kullanıyorum diye ama bu görüntüler bu tarz hareketler varoşluk değil de ne?
Resimlerin altyazısı şu: ve türk kadını vogue'u keşfetti. hallelujah!
via ntvmsnbc
1 comment:
vaaaay büyük olay olmuş...
bu derginin tasarım kültürüne, daha doğrusu kültürsüzlüğüne ne gibi katkısı olacak anlamadım...
bence sokakta zaten bol olan birbirine benzeyen süper rüküş kadın kalabalığını arttırır o kadar! peh peh
k.
Post a Comment