Akşam üstü muhtemelen bütün yükü bana kalacak bir proje için önce devredilen yakın zamanlarda da muhafazakar bir şirkete satılan gazeteye toplantıya gittik. Aslında çok notluk bir toplantı değildi ama ilginç ve komikti. Bizim taraf ben, le boss, kendini sürekli olarak tiyatro sahnesinde sanan bir mesai arkadaşı ve gereksiz bir kadın şeklinde iken karşı taraf genel yayın yönetmeni E.B., İ.K. 'nın başında bence hoş bir kadın (adını unuttum), bir de geyiğine katılan gazetenin ağır toplarından eskinin peynir şarap bugünün politik ve sosyolojik gözlem yazarı E.A.
İşin doğrusu benim için bir zamandan sonra sıradan gelmeye başladı ama belki de yapmayı en çok sevdiğim şeylerden birini yapmak güzeldi: gözlemlemek. Sosyolojide buna observation participante diyoruz. Balmumcu'nun 10. katından şehre bakarak kallavi puro tüttüren bir genel yayın yönetmeni, medya dedikoduları, vs. Hiç bomba yok mu dersek elbette var! Çenesini tutamayan, muhalif bir insan olarak bombasız bir yerden ayrıldığım nadir olduğundan burada da durum farklı olmadı. Korkutucu bir şekilde bakmaya müsait, iri yarı hatta neredeyse yarım dünya çapına geçmiş E.A. ile ufak çaplı yaşanan bir tartışma, geri adım atmayışım, muhteşem single malt Lagavulin üzerinden barışma...Gerçekten karşı cins ilginç oluyor. Hele hele en ilginçleri iktidar sahibi olanların durumu. Belli korkutuyor insanları, kolay parlıyor, sesi de kalın, o yüzden de sarsabilir şöyle bir insanı. ..da benim işim olmaz. Ancak ne gerek var şu fani dünyada sürekli kavga içerisinde olmaya? İyi davran insanlara, eğlenceli ol, nasılsan öyle ol. Herkeste bir "ağır abi" raconu, hal tavrı. Olmuyor işte, herkeste durmuyor o hal tavır. Fakat ilginç bir şekilde karşı cins göbeğin çabını genişlettikçe böyle bir halet-i ruhiyeye bürünüyor. Net bir şekilde anlaşılması gereken şu ki; iri yarı ve geniş çaplı erkek olmakla Tony Soprano olunmuyor.
whatever...komikti. Daha da komik olan daha E.A. benim F.A.'nın evladı olduğumu bilmiyor. Ben söylemedim, konusu geçmedi, öyle ortalık yerde söyleyecek halim yok elbette de, bilirim kendisi "abi hürmetler" diyen tayfadan. Neyse o zamana kadar kendisine karısı ile beraber bol bol yiyip içmeler, genişlemeler diyoruz.
No comments:
Post a Comment