Halledilemeyen, halledemediğim meselem var kifayetsiz muhteris insan ile. Geçen sene bu zamanlardı sanki ya da 1 ay sonra. Yine burada yazmıştım ne denli dellendiğimi, kendisini küçük parçalara ayırmak istediğimi, Sekvotka'nın "vurdurayım mı topuğundan" deyişini. Üzerinden giden gitti, su akıp yolunu buldu anlamı değiştirdi ama içimdekinin dışarı çıkması lazım.
Rüyalarıma kadar girmiş bir durum bu. Ki ben rüyalarımı çok severim, sansasyoneldir, eğlencelidir, komiktir. Ancak bu kifayetsiz muhteris yüzünden sevdiğim rüyalarımda bile daralıyorum. Konuşsam, içimdekini döksem rahatlayacağım, free as a bird olacağım da görmüyorum ki ibneyi (hemen öyle aşk meşk meselesine yorulmasın. hiç öyle bir durum değil bu. kifayetsiz muhteris de öyle hayatıma aldığım erkeklerden değil. sadece kısa boylu, cibiliyetsiz, şahsiyetsiz ve kötü bir adam)
No comments:
Post a Comment