Friday, February 1, 2008

Tüketilen dergilerde tüketilen röportajlar

Bazı dergiler neredeyse "kutsal kitap" itibarı görür, itina ile saklanır, eski sayıları bulunur, kolay kolay "okuyup da getiririm" diyene verilmez. Bazıları ise sıkıntıdan patlanan kuaför veya tuvalet gibi mekanlarda anında tüketilir, hiç üzerinde durulmadan sayfalar çevrilir filan.

Dün yine sıkıntıdan patladığım bir mekan olan kuaförde manasız türk dedikodu dergilerinden birinde o takımın fantastik karısı ile beraber fantastik televizyon reklamlarında oynayan fantastik futbolcusu ile röportajı okudum. Ama bitiremedim. Adama aslında o kadar sinir olmuyorum (yani sadece sürekli gol attığında sinir oluyorum, yoksa diğer çirkeflere nazaran gayet efendi buluyorum kendisini). Sadece şöyle bir şey dikkatimi çekti röportajda. Adam arabesk dinlemeyi severmiş, kebap severmiş kadın ise pop dinlermiş risotto severmiş. Yani kendileri de "biz birbirimize benzemeyiz" diye söylüyorlar. Peki bunlar nasıl beraber oluyorlar? Oldukları apaçık ortada da ben anlamıyorum. Her şey bittiğinde at the end of the day, ne konuşuyorlar, ne paylaşıyorlar? Ben zıt kutupların birbirini çekmesine ya da çekse de bunun daimi olduğuna inanmadığım için denk severim, denk tercih ederim, denk olmayınca bir yerden sonra sıkılırım, denkliğe inanırım ve bu durumdan da çekerim çünkü ... bulması zordur, bu kadar basit.

Bunun dışında hayat bayram zaten, bu konu da geçer gider, üzerinde durulmaz, düşünülmez.

1 comment:

Anonymous said...

Ümit Karan arabesk dinlemez. Risotto da sever.