Tuesday, September 28, 2010

Kalem çeviren öğrenci

Uzun süren orta-lise-üniversite hayatı boyunca "pek" değil, hiç çalışkan, dersleri dinleyen bir öğrenci olmadığım için genelde arka sıralarda dersi dinlememek, yanımdaki ile konuşup öndekine notlar göndermek, adam asmaca oynamak, kitap okumak (yalan değil lisede bazı derslerde epey roman bitirmişliğim var) ile vakit geçirenlerden olduğumdan sıkıldığımda veya müfredat dışında edindiğim edebi,düşünsel vs bilgilerle sıyrılamayacağım sınavlarda vakit geçirebilmek sadece kalem çevirmek ile mümkün oluyordu. Kimi hocalar feci sinirlenirdi, kimi ise fark etmezdi bile. Artık kalemle uzun süre yazmadığım için de kalem çevirmeyi unuttuğumu düşünüyordum. Hani şu zor olanı yapmayı; elin 5 parmağından geçirmeyi değil de, baş parmak ve işaret parmağı ile atıp onu hemen geri elin üzerinde tutabilmeyi. Eh işte bu gereksiz bilgi de, hayatta bisiklete binmek gibi unutulmayan öğrenilmişliklerdenmiş.

Bugün ise yıllar sonra ilk kez kalem çevirdim. Derste. Aslında ilk dersim dündü ama saati sebebiyle iptal oldu, bugün ilkine girdim. Dersi veren hoca-benim bölümümdekilerin çoğu gibi- A. Ailesi'nin ahbaplarından çok eski günlerden beri vakit geçirdiğim insanlardan. F.A. ile beraber hasta GS'lı oldukları için hem sevişir hem didişiriz. Ona da dersini seçtiğimi söylemediğim için beni görünce şaşırdı, "patronundan izin aldın mı, yoklama alırım bilgin olsun" diye ardından patlattı. Ders şahane, A.A. şahane, anlattıkları ve verdiği okunacak kitaplar listesi şahane ama insanlar ne yazık ki bildiğin gerizekalı ve moron (ki hepsi üniversite mezunları, hem de dediklerine göre iyi okullardan, hem de sosyoloji, felsefe gibi bölümlerden. ama o kadar cahiller ki işte insan böylesine büyük bir cehaletin ancak eğitimle olabileceğini bir kez görüyor).

Kısacası doğum gününün sabahının yine sabahında eve girip, biraz uyuyup 2 saat sonra girdiğim Ales, beklenmedik şekilde alınan geçer puan, bölüme müracaat, yazılı sınav, sonrasında mülakat, kabul ediliş, üstüne bir de burs derken hiç aklımda yokken ama "hayatın kendi zamanının gelmesi" ile birden yapmaya karar verip yapmış olmam ve maceranın başlangıcı. İki yıl. Bazı dersler okumalar haliyle bana kolay gelecektir ama bir de işin tez kısmı var seneye. Konumu şimdiden bir şekilde kafamda oluştursam, sujet epey eğlenceli gözükse de işin doğrusu kolay olmayacak. Ancak çok dert değil. Olursa olur, olmazsa olmaz, çok da dert değil. Sevmeyenlerimin hakkımda dalga geçecek bir konusu daha olur, sonra da unutulur gider. Zaten beautiful loser olma hayranıyım, iyice beautiful loser olurum gider.

whatever ...

Bugün derste kalem çevirdim. Ama bu kez sıkıntıdan değil zevkten. Bilgiye tutunmanın, öğrenmenin keyfinden. Demek ki hayatta her şeyin kendi zamanında olması en doğrusuymuş. En azından benim için! Ayrıca Fantastik 4'lüye notum var: bu yaşta yeniden öğrenci olma hediyemi isterim, şimdiden belirteyim.


P.S. Ha bir de unutmamak lazım ki benim gibiler için- yani ebeveynleri bir şekilde bilinen, entellektüel dünyada yeri olanlar için- şöyle hep aileye dair karşılaştırmalar olacak şöyle yorumlar yapılacatır: 1) kim basar ki o tezi? tanıdıkları olmasa, annesi babası olmasa nereden bastırabilir ki? hem ben onun yerinde olacağım, peeh neler yapardım oysa ki. 2) kendisini fazla büyük gördü, soyadı ile her şeyi yapabileceğini sandı, yanıldı, yazık o kadar da dışarda okutmuşlardı, bir boka yaramadı. Bugüne kadar böyle söylendi bundan da sonra da bu söylem değişmez. Fakat umrumda mı? Asla. Ben asıl o "ben murat b. 'nin çocuğu olacağım da böyle olacağım; neler neler yaparım kim bilir?" diyenlerinkini görmek duymak istiyorum ilerde.

4 comments:

M. said...

"nerd"lüğümü kaptırmam sana haberin ola!
ayrıca bu öğrenci ayaklarını, mrs. robinson'lığını kamufle etmek için kullandığından şüphelenmiyor değilim...

anotherstar said...

hahahah! elbette bebegim nerd sensin ben zaten caliskan olamam ama evetttt, herkessss genc! ama ne yazik ki cogunluk kiz ogrenci var. fekat indirimli pasomla seni otobuse bindiririm istersen, bebegimle de sinemaya gittigimizde "indirimli" yer bilet alirizz! ahahaahahaahahahaahah

M. said...

kazan'da biraya da indirim oluyor mu pasoyla, sen asıl onu öğren bence:)

anotherstar said...

bence forever indirim "parantez"de vardir yahu! ama ben de o dombili efes bardaginda icmeyi sevmiyorum, bira dedigin siseden icilir likir likir degil mii? kazan'da da yaparim sana ben indirimm, en kotusu anotherstar rezidansta indirim yaparim yoksa paran veresiye yazarimmmm. bu arada hani cirkin adam sen ben raki? ha?