Friday, September 24, 2010

W.A.G. klubüne hoş geldiniz

Önce tanımı yapalım sonra resimlerle daha iyi anlayalım. Gerçi daha önce w.a.g yazmıştım ama dün kaleci Volkan'nın düğün resimleri yorumlarında M.'den gelen "demande" sonrası daha bir geniş şekilde inceleyeyim dedim.
w. a. g.= wives and girlfriends oluyor ve bu ifade 2006 dünya kupasından sonra ingiliz bulvar gazeteleri tarafından ingiliz milli takım futbolcularının karItalicıları ve sevgililerinin haberlerinde kullanılmaya başlandı ve bir w.a.g. hadisesi doğmuş oldu. Bize tercümesi ise ya da benim tercümemle -her daim kullandığım şekli ile- "paralı, sonradan paraya kavuşmuş, zevksizlik sahibi gösterişten hoşlanan ve asla zarif duramayacak varoş" oluyor.
Çok uzun sosyolojik açıklamalara girmeyeceğim ama popüler kültürde bu anlayışın en güzel örneği Al Pacino 'nun oynadığı 1983 tarihli Brian de Palma imzalı Scarface filminde görülebilir. Amerika'daki ünlü, hiçten varolmuş zenci şarkıcıların, futbolcuların (amerikan futbolu oynayanlardan bahsediyorum), basketçilerin evlerindeki duvarlarda-malikanelerinde- mutlaka Scarface'e bir ithaf olması, Tony Montana karakterinin modern zaman ikonu muamalesi görmesi bu yüzdendir. Filmdeki Tony Montana karakteri de A.B.D.'de başarılı olmuş toplumda hayranlık duyulan çoğu ünlü zenci müzisyen, sporcu gibi yokluktan gelip kendine bir dolar imparatorluğu kurmuş, çulsuz günlerindeki eski big boss'un güzeller güzeli "beyaz" sevgilisini elinden almış, malikanesini altınlarla kaplayıp bahçesinde aslanlar beslemiş mübalağalı bir karakterdir. Evet, gerçek dünya bu kadar abartılı olmasa da yine de yaşanan kimi hayatlar ile film kurgusu arasındaki çizgi ince olabiliyor.
w.a.g. ise yani bugünkü ingiliz toplumunda yaşanan bu "para-malikane-alışveriş-bling bling-oversize çanta gözlük" eksenli sosyal hadise aslında modernizasyon etkisinde tüm toplumlarda görülebilir. İngiliz toplumundaki sosyal sınıf ayrımı hala çok belirgin olsa da küreselleşme, modern dünya düzeni ve lükse bir şekilde ulaşım nisbeten kolaylaşmış olsa da yine yüzyıllar boyunca köklere nüfuz etmiş bir düzen mevcut. Elbette toplumdaki sosyal farklılıklar ve sınıf ayrımları 1800'lerin sonunda Thomas Hardy imzalı Jude the Obscure gibi keskin hatta kısıtlayıcı değil ancak yine de sahip olamayan için kendisini hissettirecek seviyede ağır. Bu bağlamda da toplumda eğitim,öğretim, doğuştan kazanılan sosyal statü, ayrıcalığı içerisinde bulunmayan ama farklı niteliklere sahip yetenekleri yoğun çalışmaları ile başarılara ulaşanlar paranın da gücü ile kendilerini toplum içerisinde göstermek, doğuştan sahip olamadıkları ama görüntüsünü satın alabildikleri sosyal sınıfı para ile yakalamak hiç de şaşırtıcı gelmemesi gereken bir durum. Ve ingiliz toplumunda w.a.g.ler ve tabii asıl parayı kazanan kocaları bunu harikulade şekilde yapıyorlar. En yüksekl mertebedeki w.a.g. Victoria Beckham yerini Wayne Rooney'nin geçtiğimiz kış aldattığı ortaya çıktığı karısı ile yerini kaybetmeme yarışı yaşıyor gibi. Arada da diğerleri var; Ashley Cole'ın ayrıldığı karısı, şu Liverpool'daki çocuğun aldattığı güzel manken ve hamile olduğu anlaşılan sevgilisi Zaten aşırı pahalı arabaları müşteriye özel hale getirterek daha da pahalı satın almak, büyük çok büyük evlerde oturmak, eskiden sadece belli bir zümreye açık olan at yarışlarına büyük şapkalarla gitmek, büyük ve pahalı düğünler yapmak, en çok özenilen "asil" kadınlar Jackie Kennedy/Jackie O. veya Audrey Hepburn gibi oversize gözlüklerle, pahalı tasarım çantaları kollarından düşecekmiş gibi bileğe takmak vb. Unutmadan bir de w.a.g. dünyasının olmazsa olmazlarını sayıp bitireyim (yalan değil bu kadar popüler sosyolojik gözlem bir yerden sonra sıkıcılaşmaya başlıyor). Elbette Louis Vuitton çantalar (ve muhtelif markaların oversize çantaları), Jacob & Co. saat/mücevher, kişiye özel "imzalı, pembe, hello kitty'li" arabalar, skinny jeans üzeri zarafet yoksunu ama uçuk pahalı daracık tişörtlerin mutlaka stiletto giymek, solaryum teni, mutlaka uzun saçlar (çoğunlukla sarı, röfleli). Elbette bizde de w.a.g. hadisesi yeni yeni gelişiyor ve tabii türk toplumunun sosyal dinamiklerinden, geleneklerinden, genel yaşayış biçiminin modernite ile etkileşiminden besleniyor. Sadece tek bir tanesinin resmini koydum ki diğerlerinin w.a.g. arılarının da kraliçesi olduğunu gösterir bu resim. Fakat asıl favorim GS'lı Arda'nın sevgilisi kabusun önde gideni Sinem Kobal. Şimdiden "rol gereği de olsa dudaktan öpüşmem, Arda'yı kızdırmak istemem" zihniyeti ile fantastik laflar eden kendisinin geleceğinden çok umutluyum. Ola ki bu ilişki izdivaça dönüşüyor Sinem Hanım evinin "modern türk kadınını temsil eden" hanımı ve tabii kutsal anne olur işte o zaman türk w.a.g. dünyası kraliçesini bulmuş olur. Ama şimdilik Rüştü'nün karısıdır bu ünvanın sahibi. forever w.a.g. power!



No comments: