Hayatta sevmediğim insan davranışıdır. Birisini ihbar etmek, şikayet etmek, gammazlamak, arkasından konuşmak (bilenler tanıyanklar muhtemelen "sen mi sevmezsin arkadasından konuşmayı" diye ama aradaki fark şudur: ben konuştuğumu yüzüne de söylerim, hissiyatımı gösteririm. sevmediğim sadece arkadan konuşanlar, yüzüne söylemeyenler, korkaklar, şahsiyetsiz haysiyetsizler).
Sabah bambaşka bir yazı yazacaktım "kadınlar hakkında" sonra yine aman ben çok söylenen, çok laf eden, beğenmeyen olurum diye yazmadım, sıkıldım da ayrıca. Ancak diyeceğim şu idi ki, kadın olmak çok zor bu hayatta (bu konulara girmeyeceğim ama öyle). Fakat bu zorluk insanın adi olması, ağlaya ağlaya şikayet etmesi, hemen gammazlaması anlamına gelmemeli.
Kadınlar isterlerse, hırslarına yenik düşerlerse, ellerindekini kaybetmemek için her şeyi göze alırlarsa çok tehlikeli olabilirler. Bunu her zaman düşünmüş ve söylemişimdir. Ve bu tehlikenin asıl vahim tarafı hiçbir şekilde anlaşılmamasıdır.
Kendim için ilerleyen yaşlarımdaki temennim eleştirdiğim, ucuz, hırsına yenilmiş, masum hatta ezik gözüken ama içten içe her şeyi yöneten kadın olmamaktır. Sanıyorum bunun ilk kuralı kendisi ile dertlerini halletmiş olmaktan geçiyor. Bir de iyi ve gerçek dostlara sahip olmaktan. Ya da bilmiyorum sadece böyle yorumluyorum. Ama şanslıyım onu biliyorum.
Kıssadan hisse, gammazlayan insandan, yaptığını taşıyamayan insandan hazzetmiyorum. Bunun hemcinslerimce yapıldığını görmek ise acıtıyor. Canımı acıttığından değil, neticede düştüğümde kalkan bir insanım ben ama kadınları bu vahim halde görmek utandırıyor. Kendi adıma, onlar adına.
No comments:
Post a Comment