Sunday, March 2, 2008

Never on sunday # 3

Günler, geceler geçmiş... Pazarın getirdiği "sanki baharımsı" bir hava ile daha bir keyif ile kelimeleri yanyana koymak belki de.

Mesai sonrasında cuma gecesi enerji müzesi'nde parti, F.A.'yı eve bırakma, üşengeçliğime yenilmeyip Sekvotka ve Çirkin ama Karizmatik Erkek B. ile gece dünyasına geri dönüş, Yan, Tesadüf O.'nın ortaya çıkması ile Fantastik 4'lünün eksikliğini hissetme; cumartesi akşamı Fantastik 4'lünün yemek-rakı keyfi, yazı-tura ( iki kere) ve gitmeyiş.

* Ben hep çok gülerim kıkırdayan halime. Çocuk gibi gelir. Zaten birçok açıdan çocuksu bir halim var ama kıkırdama mevzusu hiç bakmayan, ilgilenmeyen görüntümü anında yıkan, yerle bir eden bir durum. Engelleyemiyorum.

* Galiba cidden iyi bir insanım ben. Söylenen, anlatılan bir şey değil, yaşanan bir şeydir iyilik. Zaten de öyle olmalı. Kızgın olmam, burnunu sürtmem hatta hatta canını acıtmam gereken birine iyi bir şey yaptım cuma gecesi. Daha bilmiyor, belki de hiç bilmeyecek. Önemli değil, ben biliyorum, kafi.

* İnsanların birbirleriyle kurdukları medeni ilişkileri seviyorum ben. Kimse kimseyi sevmek, bağrına basmak zorunda değil ama medeniyet diye bir şey var. Zerre hazzetmediğim şeyler geride bırakılanlar, geçmişte kalanlar için "görmem, görsem de bakmam, merhaba demem, benim olduğum yere gelemez" gibi sarfedilen cümleler. Zaten "iyi çocuk" demiştim kendisi için artık medeni de diyebilirim. Ne kadar güzel bir şey yahu, yüzyüze bakabilmek, tokalaşıp öpüşmek öyle kasım kasım kasılmadan, komplekslere kapılmadan.

* Sekvotka demişken nisanda askere gideceği için kendisi, ona tabiyim o güne kadar. Ne isterse onu yapıyor, nereye isterse oraya gidiyorum. Ama Rejans'ta yemek(yine). Ulan bir dur, insaf et, her akşam bir alem, her akşam bir yemek, tükendim, bittim. En sonunda senin yüzünden evlenip çalışmayı da bırakıp koca parası yiyeceğim (yiyeceğiz), adama da "ama bebeşimm, kadim dostum sekvotka aç mı, açıkta mı kalsın?" diyeceğim .

* Pazar bugün. Sadece John Coltrane duymak istiyorum. Aşk ilişkisini mesafeli yürüttüğüm için dün ilgilenmedim bile, sonucu da önemsemedim, bugün o takımınki ile de ilgilenmiyorum. Normalde kaybetsinler diye seyrederdim ama bugün ilgilenmiyorum, giden gitsin, kazanan kazansın, benimkisi geçen günden beri l'amour a distance, ne zaman eskiye döner bilmiyorum.

Unutulmuşlar:

p.s. alarko kombi ve istavrit dansı için m.'ye teşekkürlerimizi iletip, buradan bir kıkırdama gönderiyorum kendisine.


No comments: