Oysa her şey ne kadar güzeldi...
Dün gece, bir anda karar verilen çıkma programı, buluşma, "touchdown, koridor" , mutluluk, keyif, eğlence derken...
Reflü, şeker, alerji vs sahibi bir bünye olarak reflünün sonucu ufak çaplı bir süründürmenin akabinde farkettiğim "boğazda yumru" hissi ile apar topar gidilen hastane, doktorun önce franjit deyip sonrasında test sonuçlarını görünce "testlerin tamamını yapmadım ama sanki bir ihtimal mononukleoz var gibi gözüküyor. rapor yazıyorum pazartesiye kadar adımını atmayacaksın evden". Ben şok hali içerisindeyim. O havalı isimli hastalık halk arasındaki öpücük hastalığı oluyor ve feci bir şey. Geçmesi sadece ve sadece dinlenme ile oluyor, ilaç filan bir yere kadar ama asıl karaciğer ve dalak çom zayıflıyor, içki yok, çok yorulmak yok, of yani yok da yok. Bu manasız hastalıktan 3 ay bile yatılıyormuş ki ben bu ihtimali düşünemiyorum bile. Herhalde pencereyi açıp denize uçarmışım gibi geliyor.
Neden bu tip garip şeyler beni buluyor ki? 30 yaşında rapor almak ne demek ya? Okuldayken muhteşem bir şey de çalışırken sıkıcı yani. Of ya 5 gün. "adımını dışarıya atmayacaksın" dedi. 5 gün. Bittim tükendim ben yemin ediyorum.
P.S. Başlıktaki cümleyi kıçımdan sallamadım, doktor da bizim okuldan çıktı, karşılıklı francophonie dayanışması yapınca söylediği laf da böyle oldu.
No comments:
Post a Comment