Hemen herkes kendi ölümünü düşünür. Veya hayatının bir döneminde düşünmüştür ki bu genelde "ergen" döneminde olur, ölüm üzerine senaryolar yazılır, yok tören şöyle olsun, acaba bu gelir mi o gelmez mi diye düşünülür. Sonra da hayatın içine girdikçe, hayat hayatı yaşamakla geçmeye başlayınca o düşünce de geçer gider insanın aklından. Ta ki yaş bir yerlere gelip kayıplar başlayınca...
Dün Pippa'nın cenazesi kendi şehrinde yapılmış, yeşiller içerisinde, ona uygun onun istediği şekilde, şerefine kadehler kaldırılarak. Ben de öyle isterdim, arkamdan güzelce eğlenilsin, kadehler kaldırılsın, güzel müzikler dinlensin çalınsın. Biz öyle yapmıştık, yıllar önce ailecek çok sevdğimiz, J.A. & F.A.'nın 30 yıllık arkadaşına veda ettiğimizde Bence çok güzeldi, çok sevilen birinin hiç istenmeyen vedasını kabullenmek zordu ama veda ediş biçimi ona uygundu, onun isteyeceği şekildeydi. Sanırım bu biraz da insanın hayatı nasıl gördüğü nasıl yaşadığı ile ilgili. Hayata duyulan bağ, tutku ile ilgili.
whatever...Bugün pazar; bunlar da ağır değir aksine hayata duyulan bağ ile ilgili konular. Amaç üzüntü hüzün olmadığına göre her şey bir şekilde hafif-ama gerçek.
1 comment:
bu kadar mı aynı şeyi düşünürüz. haberi okurken ben de böyle bir cenaze istiyorum dedim allah gecinden versin:)
aynı gece de herkes td de toplansın, sevdiğim şarkılar çalınırken içkiler içilsin...
Post a Comment