Öyle "mutlaka desteklemeliyiz" veya "her şeyin korsanını alırım ama türk filminin illa orijinalini alırım" diyenlerden türk filmi destekleyicisi veya seyircisi değilimdir. Benim için "Gemide" veya "Mayıs Sıkıntısı"gibi birkaç film vardır, arada eklenenler olsa da bunlar her daim aklımda kalanlardır. Fatih Akın'nın filmleri de bu kategoridedir. Daha Duvara Karşı'dan çok önce 1999 yılında sanki Roll'daki bir röportajdan tesadüfen Arte'de seyredişimi hatırlıyorum. Sonra da ilgim devam etmiş. Kısacası beğenirim. Geçen seneki filmini yeni seyrettim ben. Yaşamın Kıyısında. Neden beğenmediğime, neden etkileyici olmadığına dair uzun bir liste sıralayabilirim ama yapmayacağım. Beğendiğim tek yerin -yine- hayattaki tesadüflerin ne kadar etkileyici ama bir o kadar da "kıyısından es geçebileceğini" göstermesi olduğunu söyleyebilirim. Tesadüflerin hayata renk katması, hayatı zenginleştirmesi müthiş keyifli ama kıyısından es geçmesi bir o kadar iç acıtan bir durum. Burada iç acıtmış ama yine de tam duyguyu vermemiş. En azından bana.
En güzel tesadüf kurgulu film Amores Perros'tur. 2000 tarihli. Gayet acıklı ve şiddet içerir ama çok güzeldir. Yaz tatiline geldiğimde F.A. ile seyretmiştim. Kaç yıl olmuş.
Bir de türk oyuncular ingilizce konuşmasın filmlerde. O aksan, o vurgu, o telaffuz olmuyor. Olması da gerekmiyor belki ama yapmasınlar işte.
Neyse never on sunday. Hele bugün....Günün sonu çok güzel olacak bana. Bu arada dünden beri arayan arayana, laf eden edene. Teker teker gelin lan, zaten şurada tek kişiyim yapayalnızım o renklere karşı. Darbe oldu taraftarları coştu valla.
No comments:
Post a Comment