Tuesday, May 3, 2011

Kara günlerin arifesi


Kara Ormanlarda, Foret Noir 'da, Montenegro 'da değiliz. Yani karanlığın, kapalılığın, kısıtlanmışlığın rengi siyah tınılı bir coğrafyada değiliz. Ama buradayız. Tarihin beşiği, medeniyetin doğduğu, geliştiği yerde yani Anadolu'da. Hitit, Likya, Lidya, İyon, Anadolu Selçuklu medeniyetlerinin yaşadığı, topraklarında beslendiği, hiçbir zaman tamamen gelinmeyen son noktada ise doğanın gereği olarak yokolduklarında ise arkalarında yüzyıllarca etkisi sürecek çok büyük zenginliklerin bırakıldığı bir yerdeyiz. Tüm bunlara sahip olduğumuz, bu ruhu toprağı hissettiğimiz, kim bilir belki de onlardan bir parça taşıdığımız için ne kadar şanslıyız değil mi? Kesinlikle.
Ya da şanslıydık. En azından bugünlere, şu içinde bulunduğumuz günlere değin.
Ya da çok nankörüz çünkü şansımızı inkar ediyoruz, minnet duymuyoruz. Oysa her şeyi bizim adımıza denetleyen, internette hangi sayfalara girip giremeceğimize, bize neyin zararlı olup olmayacağına, bizim için neyin doğru olup olmadığına, neyi okuyup neyi okuyamayacağımıza, neyi yazıp neyi yazamayacağımıza, internetten neyi hangi meblağda hangi sıklıkla satın alıp alamayacağımıza, alkolü kaç yaşında nerede nasıl tüketip tüketemeyeceğimize, çocuklarımızın gece kaçta uyuması gerektiğine karar veren ve bunu televizyondaki zorunlu duyurularla bizlere hatırlatan (şimdilik!) bir devlete sahip olduğumuz için sinirlenmek, tepki göstermek, lanet etmek, mide bulantısı hissetmek, çekip gitmek istemek yerine şükretmeliyiz. Ne kadar da nankörüz...

*

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) şubat sonunda onayladığı "İnternetin Güvenli Kullanımına Dair Usul ve Esaslar Taslağı" eskiden sadece internet kafelerin kullanması zorunlu tutulan filtreleme programlarının tüm internet kullanıcılarına yaygınlaştırılmasını öngörüyor.

bianet'in dün (13 Nisan) Danıştay'a taşıdığı taslak, Danıştay tarafından "yürütmeyi durdurma kararı" verilmemesi durumunda 22 Ağustos'ta yasalaşarak yürürlüğe girecek.

Bu durumda her internet kullanıcısı, aile paketi, çocuk paketi, yurtiçi paketi veya standart paket abonesi olmak zorunda kalacak. Herhangi bir pakete üye olmayanlar ise otomatik olarak standart paket üyesi olarak kabul edilecek.

BTK'nın almış olduğu bu karar ile Türkiye'nin sansür altyapısı kurulmaya çalışılıyor.

Her ne kadar bu bir güvenli internet paketi olarak sunulsa da kullanıcıları koruma adı altında ortaya çıkmış bir sansür sistemi. Filtreleme sistemleri yeni değil. Ancak hükümet odaklı olarak ve tüm kullanıcıları kapsayan, bağlayıcı bir sistem Avrupa Birliği (AB) veya Avrupa Komisyonu dahilinde görülmüş bir sistem değil.

AB ve Avrupa Komisyonu, çocukları korumak amaçlı hükümet merkezli filtreleme sistemi olamayacağını söylüyor. Okullarda, internet kafelerde, evlerde yöneticiler veya aileler filtreleme sistemi kullanabilir. Ancak herkese bunu kullanmaya zorlayacak bir sistem olmaz.

Sistem, aile paketi, çocuk paketi, yurtiçi paketi ve standart paket olarak karşımıza çıkıyor. Yani siz, "ben filtreleme kullanmak istemiyorum" dediğiniz zaman otomatik olarak standart paket üyesi oluyorsunuz. Kullanıcı adı ve şifreniz olacak ve standart paketi kullanmak zorunda olacaksınız.

Bu standart paket altında ne gibi uygulamalar yapılacağı belli değil. Hangi siteler serbest olacak, hangileri filtrelenecek bilmiyoruz. Buna devlet karar verecek.

Bir evde farklı yaşlardan 4-5 kişi kaldığını düşünecek olursanız ve farklı filtreleme sistemleri kullanmak isterseniz, sistem buna izin vermiyor. Evdeki tek bağlantıya tek filtreleme zorunlu oluyor. Bu da çok sayıda kullanıcıyı aile paketini kullanmaya zorunlu tutacaktır.

Aile paketinin detaylarına baktığınız zaman da burada bir kara liste oluşturulması söz konusu. Mevcut mevzuatın dışında, hangi standarda göre bu kara liste oluşturulacak belli değil.

BTK kararı diyor ki, isterse servis sağlayıcıları bu kara listeyi daha da genişletebilir. Hiçbir standart olmadan, o internet paketi altından "güvenli" internet servisi verme adı altında sansürleme yapılacaktır.

Alınmış olan kararda bunu hangi kriter ve standartlara göre yapacakları açıklanmamış. Kesinlikle keyfi bir uygulama olacak. Bianet gibi alternatif haber kaynaklarından, sivil toplum örgütlerinin sitelerine kadar pek çok internet sitesini bu tip kara listelere almaları mümkün olacak. Bunun sonu yok.

Filtreleme sistemini geliştirilip ailelere bedava dağıtılabilir. Çocukların, ailelerin ya da bireylerin kendi filtrelerini oluşturmalarına saygı duyarım ama siz benim internet kullanımıma karışamazsınız. Ben bir yetişkinim, çocuk değilim ve hükümetin böyle bir sorumluluğu yok.

Ben bir suç işlersem gelirsin beni dava edersin ama o siteye girmek yasak diyemez bana devlet.

via bianet




No comments: