İstanbullulara bir temenni: İnşallah iş hayatında hiçbir şekilde Ankaralı özellikle de TED'lilerle (kaymaklısı olsun o halde ve ted üstü odtü olsun) karşılaşmazlar, onlarla çalışmak zorunda kalmazlar.
Özel hayata diyeceğim olamaz ama iş hayatında- İstanbul'da kurulan bir iş hayatından bahsediyorum. Ankara'daki veya başka bir yerdeki beni ilgilendirmiyor- Ankaralılar ile çalışmak hiç kimse için dileyeceğim bir şey olamaz. Ya da belki de sadece Ankaralıların kendisi için dileyebilirim ki zaten onlar da öyle yapmaya çalışıyorlar. Bu İstanbul'da başaracağım çabası/hırsı/inadı o kadar manasız ki bizim için, umursamıyoruz zaten. Ama "başarıcam" yolunda biraz zarafet, biraz görgü, biraz aile eğitimi iyi olabilir ya. Böyle de her şey Makyavelist bir anlayış ile işlenmemeli. Bir değil, iki değil, kaçıncı örnektir bu.
p.s. istisnaları var, biliyorum, tanıyorum ve bayağı da seviyorum. ama kaç tane? 100'de 2 mi? o yüzden "ama istisnalar.." diye vik vik ötmenin alemi yok.
No comments:
Post a Comment