Şu hayatta herkes için gereksiz şeyler, nesneler, hareketler, insanlar, ilişkiler vardır. Gereksizler içerisinde herhalde en gereksiz olanları edilen laflar olsa gerek. Hani tanıdık tanımadık insanların boş laflar etmesi, mallıklarını iyice belli etmesi gibi. Şu son zamanlarda arka arkaya duyduğum belli tematik laflar var ki, herhalde insanların işi gücü yok, küçük zekaları ile kurdukları küçük dünyalarında büyükmüş gibi yaşıyorlar diye düşünüyorum.
# 1 digitürk hadisesi: klasik arayan digitürk müşteri hizmetleri, "siz çok eski müşterimizsiniz, özel indirim yapalım sizlere, hd yayınları şöyle bedava seyredin, şöyle ucuz seyredin, özel kampanyamızdan yararlanın" lafları üzerine "ha iyiymiş, televizyonum hd değil, olunca ararım sağolun" cevabım üzerine call center'da kim bilir hangi şartlarda, hangi maaşla, hangi temelle çalışan müşteri temsilcisinin kısa suskunluğu ve ardından "ama nasıl yani sizin televizyonunuz hd değil mi? ciddi misiniz?" cümlesi. Hey yarabbim! hd yayın yapan kaç kanal kaç program kaç şirket var ki ben mükemmel görüntüye ulaşamamanın hüsranını ve azabını çekeyim? Ama evet doğru, görüntü her şey olduğu için, toplumda statü bu şekilde sağlandığı için 9m2lik kapıcı daireleri de evin neredeyse tüm duvarını kaplayan televizyonlarla dolu. üstlerinde dantel örtüsü ile beraber.
# 2 araba hadisesi: Araba kullanmak benim için yeni ve ayrıca da gereksiz bir şeydir. J.A. da F.A. da bilmez ama gel gör ki beni resmen zorunlu tuttular, 2007'de zorla araba aldılar. Anlamadığım ve zerre ilgilenmediğim bir şey olduğu için de kriterlerim "sağlam olsun ve asla ve asla kız arabası olmasın" idi. İkisine uygun olanı seçtim, gittim aldım, zorunlu olarak da kullanıyorum bir şekilde. Geçenlerde laf oldu konuşuyoruz karşıdan gelen laf: "aaa senin araban a3 değil mi?" "yoo neden?" "hayır seninki çok doktor arabası gibi, senden a3 beklerdim şu andakini kullanacağına" . Peki bu nedir? İltifat mı yoksa, adıma üzülmek mi yoksa beyinsizlik mi?
# 3 ipad hadisesi: Malum ipad patladı, herkes kullanıyor, çok harika çok şahane, çok mükemmel ama benim umrumda değil. İlk ilk çıktığında İ.D. getirtmişti New York'tan, çok eğlenceli tamam da yani, olsa da olur olmasa da olur hayatımda. Sevenleri sevsin, kullananları da kullansın, çok müthiş, peki. Ama ben ilgilenmiyorum. Yine geçenlerde biri kendi ipad'i ile ilgili sorunlarını anlatıyor şöyle oldu böyle takıldı filan "ee sende de oluyor mu bu durumlar" diye sordu. Ben de "ipad'im yok ki benim" deyince karşı taraf yine şokta "aaa nasıl yani senin ipad'in yok mu? ama ama nasıl olur?" Of ki of. Peki anlıyorum görünüşe aldanıp "kesin bu her şeyin en son modeline sahiptir" diye düşünülüyor ama ben trendleri seven uygulayan biri değilim ki. Umrumda değil, ilgilenmiyorum. İlgilensem herhalde edinirim bir tane şu ana kadar ama cidden superflu şeyler bunlar benim için. Yani şu televizyon, telefon, araba, ipad nesneleri o kadar sıradan geliyor ki bana. Öyle reddetmek filan da değil, gayet de seviyorum ama sahip olmak bir şey ifade etmiyor. Ya da bana ettiği ile toplumun geri kalanına ettiği ile aynı değil. Bir de bu lafları duymakla yorulmasam...
No comments:
Post a Comment