Gerçekten de summer breeze bir geceydi derken ertesi günkü reflü krizi breeze'den alıp biraz fırtınaya çevirse de çok vahim değildi. Hele hele kışın yaşadığımın yanında sakindi bile denilebilir.
*Oysa hiç dışarı çıkalım hali bir yokken gerçekleşince hele bir de sürprizler halden hale girince bu kadar mı eğlenilir? Yalnız benim için votka-bir kez daha- bitmiştir. Kadim dostum Sekvotka kızacaka ama çoluk çocuk içkisini almayayım, alana da mani olmayayım.
* Geçenin komedisi bence 15 yaşındaki süslü püslü giyinmiş iki şehir kızının yanında benim dağlar kızı Heidi gibi kalmış olmam. O beyaz bluz, kırmızı etek ve kızıl saç rengi ile gerçekten İsviçre Alplerinde yaşayan birazdan süt sağmaya çıkacak kız gibiydim. Ama olsun benim de sevenlerim var.
* Temas. İstemediğin ve asla istemeyeceğin insanla ne kadar itici bir şey olsa da bambaşka şeyler hissettiğin ile ne kadar farklı. Gerçekten beğenmediğim karşı cins bana dokunmasın ya! Manasız bir dokunma, elleme hali (ben de hiç sevmem böyle vıcık vıcık hal) . Hayır, nasıl bir özgüvendir bu anlamadım ki kendisinin beğenilmediğini kabul etmeme durumu. Ancak dokunması gereken dokunsun, her türlü temasa geçsin hiç sorun değil. Cidden.
* Beni hiçbir şekilde hiçbir güç Hayal gibi gerizekalı bir mekana götüremez derken... Nasıl da kuzu kuzu gittim. Demek ki...
* Massive Attack öncesi evdeki Massive Attack dinletisi bazı eksikler olsa da hiç fena değildi. Üçüncü albümden sonrakiler bende yok, gerek de yok. Ama ilk üç albüm tamamdır, hele hele kendi playlistimi yaparsam 1) heat miser (ben üstüne tanımam da b.& m.'nin "bunun sözleri yok mu demesi beni bitirdi)
2) unfinished sympathy
3) angel
Bence Heat Miser 'ı çalmayacaklar ama olsun. İlk seferinde Açıkhava'da çalmışlardı.
Summer Breeze misali esip ne yazık ki bir anda çıkan işlerime doğru eserim. Ne talihsizlik!
No comments:
Post a Comment