seyahat özeti: "şampanyanın içine düştüm ve dün uçaktan inene kadar da içinden çıkmadım. bir nevi obélix misali; onunki sihirli içecek benimkisi ise şampanya.
Sanki evimden dönmüş gibiyim. Keşke ...O kadar özlemişim, o kadar eksikliğini yaşamışım ki bu kadar zaman neden diye kendime kızıyorum.
Ama yine de, kısaca...
strasbourg, la krutenau, la robertsau, a.y.& c., boulevard de la marne et le bistro, bira, les matchs, viva espagna, fnac, quai des brumes, lafayette, kilisede tören, wissembourg, düğün, baden baden, hotel brenner's, kabarık ve açık elbise, anotherstar, giyilemeyen jimmy choo, giyilen repetto, şampanya, sabaha kadar dans, boost, düğün ertesi brunch, seebach, une autre robe plus estivale mais aussi star, la tarte flambée, peynir, kir royale, yine şampanya, le clan des garçons, les jumelles, tragédie grecque médée, boost ...
P.S. Bazı takma isimler bazı insanlara o kadar yakışıyor ki insan başka bir şekilde hitap etmek istemiyor. Hele gerçek ismi ile hiç istemiyor.
P.S. (2) Düğün masa düzeni evde verilen davetlerde olduğu gibi karışık olur. Yani masada sadece birbirini tanıyanlar olmayıp amaç yeni tanışıklıklara sebebiyet vermektir. İnsan ( ya da sadece ben) biraz "aaa ama masadakilerin hepsini tanımıyorum" dese de her şey 2 dakika sonra yoluna girecektir; biraz (bayağı) müzik biraz sinema biraz edebiyat sohbeti derken tamamdır, sabah kadar döne döne dans, gece dans, ertesi gün brunchta dans.
P.S. (3) Kocaman ve kabarık etekli elbisemi giyip dans etmeye başlayınca eteklerimden çekerek dans etme huyumun varolduğunu hatırladım. Biraz sibel can gibi oluyor ama farkında olmuyor insan. O kadar şampanya o kadar şaraptan sonra. O yüzden benden sonra tufan derim.
P.S (4) Erkek çocuğu klanlarına bayılıyorum. Hoş erkek çocuğu diye tabir ettiklerimin hepsi ya benimle yaşıt veya daha büyük ama hal ve tavırlar tam anlamıyla erkek çocuğu olduğu için benim için hepsi tam anlamıyla le clan de garçons (aynen bizim kız klanı gibi). O yüzden de anlaşmak çok kolay oluyor. Muhtemelen bunda 5 yıllık kız okulu eğitiminin verdiğ rahatlık da var. Konuşabilmek, içebilmek, geğirebilmek, herhangi bir şeye "ayy iğrenç" yapmamadan tepki verebilmek tek kelimeyle müthiş bir introduction personelle yapıyor. Dünyanın her yerinde böyledir bu; once a kool star, always a kool star.
P.S. (5) Peki bu durum burada kaldı mı ? Hayır çünkü jumelles'lerden diğeri de aralık ayında evleniyor, o zaman yine gidiyorum. Aynı insanlar, aynı masalar, aynı duygular. We got the funk! Boost!
P.S. (6) Bu kadar glamour hal içerisinde futbola vakit var mıydı? Evet, gittik seyrettik İspanya ile mutlu olduk, götlerinde patlayan pislik almanlar için zerre üzülmedik. Hele o pislik ötesi ballack için bildiğim bütün küfürleri gönül rahatlığıyla saydım hem içimden hem de dışardan.
P.S. (7) Arkası yarın yapabilirim ama daha karar vermedim. Sadece şampanyanın içine düşüp çıkmadığımı biliyorum, döndüğüm için mutsuz olduğumu biliyorum.
Boost.
No comments:
Post a Comment