Friday, June 6, 2008

Cuma eğlencesi # 21

Sabah sabah bombardıman gibi erken saatte iki tane post yazıp sonra dursam mı diye düşünsem de öğleden sonraki tv çekimi vs sebebiyle cuma eğlencemi yazmadan edemedim.
Moda dünyasının en prestijli ödülleri verildi (bizde de fashion tv ödülleri mi ne öyle bir şey verilmiş ama oradaki insanları, kıyafetleri, aynı yüz, aynı makyaj, aynı saç rengini gördükten sonra yazılacak bir insan olmadığını bir kez daha gördüm). CFDA. Başkanı Diane von Fürstenberg.
Dizilerdeki bir kız. Beğenmiyorum ama elbisesi güzel. Amerikan modacı Nicole Miller tasarımı. Hatta geçenlerde Angelina Jolie Cannes'da gazetecilerin karşısına Nicole Miller imzalı bir elbise ile çıkınca bütün amerika "angelina da bizim gibi ortalama bir modacıdan giyiniyor" diye mutlu oldu. Evet öyle ortalama biraz mall ve biraz üstü tarzı bir modacı. Yani haute gamme bir marka değil. Rengi güzel, önü güzel, uzunluğu güzel. Olmuş bende de olur şimdi yalan söylemeyeyim.
Manken Erin Wasson ayağı kırık olsa da havalı bir entrée yapmış geceye. Yanındaki üzerindekinin modacısı ama adını aklımda tutamadım. Güzel tabii de iddalı. Öyle bacak lazım, öyle ince olmak lazım filan zor yani sıradan kadınlar için. Ama kız güzel beğeniyoruz. Bu arada Hana Soukupova yok ortalıklarda, hamile mi acaba?
Of çirkin insan çirkin kıyafet. Kısa keseceğim. Dünün tıfıl gözlüklü silik gay modacısı bugünün Dolce & Gabbana reklamlarında slip mayo giyen erkek manken görüntüsüne sahip Marc Jacobs ikonu ilan ettiği çirkin kadın Victoria Beckham ile. O nasıl bir siyahlıktır, nasıl bir gergin haldir. Bitti yazmayacağım beğenmiyorum kendisini. Ne de kocasını.
İngiliz jetsetinin en çok aranılan davet edilen isimlerinden Jemima Khan. Yani ben elbiseyi beğenmedim de geçenlerde ingiliz Vogue'unda bir mülakatını okudum da o yüzden yazdım. Efendim çok zengin olunca insan, önünde çok şans çok olanak oluyormuş bu yüzden de hayatta bir şeye karar veremiyormuşsun sadece davetten davete katılmakla, charity işleri yapmakla geçiyormuş hayatın. Okuduk öğrendik ilginç tabii hayatta herkesin derdi kendisine. Keşke derdim bu olsa, yemin ediyorum karar versem de olur vermesem de ama...life is life baby, bizimki de bu.
Zengin ve popüler ikizlerden. Üzerindekini çok beğendim. Beğeniyorum böyle kıyafetler kadında. Sanıldığı kadar erkeksi olmuyor. Önemli olan taşımak elbette. Taşımayan için konuşmaya da gerek yok. YSL başlattı ilk defa kadının smokin giymesini. Benim de benzer bir şeyim var. YSL değil ama yakın. Kaç zamandır giymedim aklıma geldi.

Elbette Anna Wintour ile bitiriyorum. Yani ten rengi açık olan kadınların böyle renkler giymesi pek doğru değil soluk kalıyor yanindakininki daha güzel bence. Neyse Vera Wang giymiş kendisi. Elbiseleri matah gelinlikleri muazzam markadır. Evlensem isterim valla.

Akşama ben de Anna Wintour mu olsam, giyinip çıksam....

No comments: