Geçen günkü barışma yemeğinde
inattan,
inatçı olmaktan konuşuyorduk. İnatçıyımdır biliyorum ama işin doğrusu benden daha inatçı olanlarını tanıdım. Öyle bir inat, bir ısrar ki insan sonunda pes ediyor; "
tamam sen bilirsin, sen haklısın" demekten başka bir şey kalmıyor. Ben azından inat ederken mantığımı araya sokup olayları rasyonalize edebiliyorum, bu tiplerde o da mümkün değil. İnat da inat. Oysa bırak inadı,
darlin' , her şey smooth bir şekil alsın, aksın git güzellik içinde. Ne inadı bu ölümlü dünyada..?
No comments:
Post a Comment