Sunday, February 1, 2015

Never On Sunday # whiplash

Günlerin kapanmışlığı, kelimeleri, sayfaları derken, neredeyse haftalardır sinemaya gidemeyip daha doğrusu gidip de sinema kapılarında kalış derken nihayet nihayet hakkında pek konuşulan pek merak edilen Whiplash'li geçen bir never on sunday...

Güzel film, psikolojik şiddet ve mobbing nedir gösteren gayet başarılı örneklerle dolu bir film. Ama hayır, Whiplash bir müzik filmi değil. Cazdan bahseden bir film hiç ama hiç değil. Yetenekli, hırslı, çevresinden, ailesinden ve tabii çok yukarılara koyduğu hocasından takdir görmek isteyen, asosyal kendi yaşıtları ile ilişkide zorlanan genç bir müzisyen (adayı), (muhtemelen) kendi beceremediği istisnai ve müthiş caz müzisyeni kariyerine hoca olarak devam edip öğrencilerini aşağılayarak onları eğittiğini sanan ve bu acımasızlıktan zevk alan ruh hastası bir hoca hikayesi. Çocuğun deli gibi saatlerce  davul çalıştığı, ellerinin değil çizilip kanaması, kanlar içerisinde kaldığı ama hala hocasını tatmin edemediği acıklı sahneler dışında filmden kalan tek şey aslında mobbing denilen şeyin ne kadar tehlikeli olduğunun göstergesi. Öyle ama. Zamanında belki 19 değil ama 25 yaşlarında gayet net ve korkunç bir mobbing deneyimi yaşamış biri olarak, evet filmin seyredilmesi sadece bu açıdan önemli. İnsanlar özellikle de çok genç insanlar böyle tecrübeler yaşamamak için bu filmi seyretmeli. En azından akıllarında kalır, başlarına geldiğinde ki mutlaka bir şekilde gelecektir, neyi nasıl yapmaları gerektiğini, mobbing uygulayanın aslında (filmde de söylediği gibi) iyi niyetlerle, yeteneğini, becerisini, aklını takdir ettiği için sert (veya acımasız) olmayı seçmediğini; aksine kendi eksiklikleri, kendine güvensizliği, kıskançlıkları (veya sadece psikopatlığı) olduğu için karşısındakinin canını acıtmak ve bunu bir güç gösterisi haline getirdiği gerçeğini görebilirler. 

Bu psikolojik savaşın nasıl bir şey olduğunu gösteren bir film. Ama müzik filmi değil, caz filan yok bebeğim, hiç ilgisi yok. O yüzden de çocuğun hayran olduğu davulcu belki istisnai teknikleriyle insanı afallatan Buddy Rich. Cazda çığır açmış, davul gibi bir aletinin müzikteki yerini başka bir yere taşımış caz davulcuları  Tony Williams, Elvin Jones, Max Roach değil. 

P.S. Elbette evin içinde saatlerce davul çalan birini görünce aklıma hemen U. geldi. Okuldan çıkıp onlara giderdik, biz içerde o da davulun başında. Saatlerce çalardı. Değişen bir şey yok, hala da çalıyor. Filmden hemen sonra aradığımda "evet ya, bugün 2 saat çaldım. şimdi gidip 1 saat daha çalışırım herhalde. kanar, kanar ellerin de yani, işte film çok abartıymış, o kadar biraz zor ama kanar" dedi. 

Buddy Rich değil de bari Billy Cobham gelsin o halde Never On Sunday pazarına. Hani şu, Massive Attack'in meşhur Safe From Harm'ına sample olmuş parçasıyla 1973 tarihli Stratus. Ooo, kesin çalarım bu hafta programda. Davul mavul cidden havalı. Oldu bu iş!

 








 

 

No comments: