Gerçekten de kendisini saçından, sırtından, ceketinden, yürüyüşünden tanırım. Tanımakla kalmaz arkasından da "pısssst" derim, sonrasında öpüşür sarılır bir yere oturur kahve filan içeriz. Evet, evet hafif kamyoncu üslubu gibi yapacak bir şey yok, sonrası şirin geliyor (muş). O şimdi Village'da, muhtemelen çok daha mutlu çok daha keyifli. Herkes öyle olsun, mutlu olunsun. Gerekirse uzak olsun ama günün sonunda bir şeylerin yerine konulan mış gibi mutluluklar değil de gerçek mutluluklar hakim olsun. "Mış"lı mutluluk örnekleri için ise sadece etrafa bakmak, telefonu çevirmek yeterli. O yüzden uzak güzel bir şey; özellikle de başkalarının mutsuzluğunun altında sönmemek için...
No comments:
Post a Comment