Thursday, October 4, 2012

P.S. # 8

g.g. -  "sana bir tane şöyle A alalım, eve koyarsın". 

Gerçekten de öyle. Sabahın 11'inde 5 lira olan filmekimi filmi seyretmeye gittiğimiz Atlas Sineması'nda tepede nal gibi duran devasa A'yı görünce G.G.'den geldi bu bomba cümle.

yoğun gündelikte araya sıkışmış notlar gibi, salı gibi, p.s. gibi, g.g.'nin pazartesi buluşmasını iptal edip kandırma  11 seansı öncesi şişhane, gram, "ooh yiyip içip bir de patronu rezil etme hali", merdivenin kestiği salonu ile atlas sineması, "broken", ingiltere'de çocuk yetiştirilemeyeceğinin görülmesi,  tim roth, forever tim roth, istiklal'de yürürken alınan gerzek teyze uyarısı (ama artık bu durduk yerde kendinde karşısındakine dair konuşma ve yorumlama hakkı gören  ulusalcı teyzelerden ve kan kardeşleri dinci teyzelerden çok sıkıldım ben), kendilerini şehrin en kool dükkanlarından biri olarak gören gel gör ki bu yüce sanal algının kendilerini gitgide sıkıcılaşan ve hatta neredeyse o çok dalga geçilen, hiçbir şeyden haberi olmayan çalışanlara sahip her şeyi satan d&r'ın hipster versiyonu haline dönüştürdüğü lastik pabuç'ta yine bir ayakkabı denemesinde kool ötesi olma çabasındaki satıcının yüzündeki "sıkıldım; ben bu işlere fazlayım" ifadesi neticesinde bir kez daha "yok ya almam buradan ben çekemeyeceğim bu tavrı" düşüncesinin sabitlenmesi,çekilmemiş bizi bekler vaziyetteki ag, kanyon, otopark şaşkınlığı, ortaya karışık no meat is murder halleri, tek kadeh merlot 'un güzelliği, harvey nichols 'taki halime şaşkın g.g.,kendimi kaybetme yollarına girip de geri döndüğüm, mütevazı kaldığım, "porselen" anlar, vs vs vs ... 

p.s. ama evet, "a" bizim evde olur. neticede her şey "a".      




    

No comments: