Monday, April 11, 2011

Sabah # 2

Açıkcası emin değilim. Ne istediğimden, ne dileğimden. Pre-Paris epey emindim, ortalıkta vik vik konuşuyor, sevdiklerime de ara sıra laf arasında söylüyordum yüzümde tebessümle. Post-Paris ise, değil emin olmak, gel-gitler arasındayım, ilgi kayıpları içerisindeyim. Bir de üzerine eklenen état d'ame spleen ile her şey şah iken şahbaz oluyor. Herhalde herkes gözlerini kapadığında bir şeyler diler, hayalini kurar. Şu sıralar gözlerimi kapadığımda değil hayal edip dilemek, aklıma bile gelmiyor. Akışına bırakmış vaziyetteyim. Her şeyi. Daha mı doğru bilmiyorum ama şu sıralar dileksiz, hayalsiz olması daha sürprizli geliyor. Ama spleen çok net bir şekilde uzaklaştı, geriledi. O yüzden kahve, bol a café, karşı cins üzerindeki pea cock coat, trençkot, heyecanı doğru bir heyecan ama tamamı bu değil. Tamamlanacak bölgeler az değil. O da herhalde bahar gelince olacak. J'espere, quoi.

No comments: