İnsanlar şaşırır ama ben anglo-sakson ülkelerini ziyarette biraz geç kalmış insanım.
's'aright': anlayana kadar canım çıktı ki zaten anlamadım ama my dear cockney'e sorup cevabı alınca "aaaaa" deyiverdim". 's'aright' !!!
whatever ...
oxford street, soho (kesinlikle), sound of universe mağazası, alınan plaklar, cd'ler, mor eldivenli polisler, portobello, duke of wellington pub'ı, bira ve patates kızartması, led zeppelin&the clash tişörtleri, "for 3 ages and up", camden ve sefil rock barları, muhtemelen londta'daki sayılı heteroseksüel erkek olan olağanüstü yakışıklı brezilyalı garson patrick, inside soap opera awards ve paparazzi ordusu ve biz, british museum, hadrianus sergisi, roma aşkım, imparatorluk ve güç sevgim, tate modern, rothko sergisi, my dear cockney friend s., sketch ve tuvaletleri, living room, asuman teyze'nin oğlu (!), ping-pong'da yemek, dana gibi yemek, her gün her öğün, yemek&içmek, "the spice of the life", banksy kartları (ki le rat'dan sonra ehvenişerdir), havaalanındaki gerzeklik sonucu leziz mi leziz ingiliz hardalıma ve reçelime el koyulması derken istanbul'a geçen gece sabaha karşı dönüş (hem de swissair ile).
Hadi gel de çıkalım, sıkıldım beklemekten.
sketch'in tuvaletleri, designed by noe duchaufour,
9 conduit street
No comments:
Post a Comment