Geçen sabah saat 5:45 civarı, telefonum çalıyor, gece zaten Isaac Hayes konserinden sonra ancak 3'de yatmışım, o yüzden çalan telefonu pek algılayamıyorum ama çalıyor, açıyorum ses kesiliyor, tekrar çalıyor, Sekvotka ve E. heyecanla konuşuyorlar, ben ise kısık sesimle cevap vermeye çalışıyorum.
sekvotka- sultanım, biz geldik las vegas'a, odamızdayız , birazdan kumarhaneye ineceğiz, sana merhaba diyelim dedik
anotherstar- çook güzel, çoook kıskanıyorum sizi, benim için de oynayın
sekvotka- sultanım bana 36'ya kadar bir rakam söyle, o rakama senin için oynayacağım
anotherstar- 35
e. hadi yavrum yeter seni bırakalım sen uyu biraz ararız seni sonra yine
anotherstar- hayır konuşalım. çok eğlenin tamam mı? çok gülün, çok gezin, çok eğlenin
sekvotka & e. -tamam hadi öpüyoruz seni, uyu sen de, kazanırsam sana lexus alıyorum
anotherstar- (kapanan gözlerle, kısık ve hiç ben olmayan ince sesle) pekiii
Tam anlamıyla kıskançlık sayılmayan bir kıskançlık duysam da bir yandan-hem de çok yandan- iyi vakit geçirmelerini, eğlenmelerini, gülmelerini, kumar oynamalarını, denize girmelerini, keşfetmelerini, okumalarını, yiyip içmelerini, keyifli fiziksel aktiviteleri ihmal etmemelerini istiyorum. Hepsinin. Yani şu anda, şu hafta, benim uzağımda olan herkesin. Hepsi bir yerlerde ve ben buradayım. Evet, bu beni sinir etse de dert değil sonra yine beraber gideriz. "Ben yapamadım, gidemedim, göremedim, buluşamadım, olamadım" diye başkası niye yapamasın ki...Bu kadar yakınım olan insanlar, elbette en güzeli, en iyiyi yaşasınlar.
Have fun...Cheers...
1 comment:
senin 35 geldi bu arada. ama sadece bir dolar koymuştum :))
toplamda 250 dolar falan kayıp oldu ama değdi mi? elbette.
bir de içki bedavaydı. evren'in içtiği şampanyaları benim yuvarladığım sayısız grey gooseları sayarsak içeride sayılmayız hani :)
Post a Comment