Tuesday, June 5, 2007

P.S. VIII


* Tam bir şekilde dinlenmiş vs olduğumu düşünürken yine bir son dakika gelişmesi ile cin gibi oldum, oturdum, dikildim ve bitirdim. Şimdi mümkünse gözlerime patates mi, çay mı ne boksa öyle bir şey koymak istiyorum. Sözde her şeyin hafif, lite olacağı, pır pır uçulan, tiril tiril giyinilen yaz gelse de ara ara insanın yüreği daralmıyor değil. Haliyle sinir oluyorum.
* Kızlar hep "yazın sıcakta yemek hiç yiyemem ben, hep zayıflarım" der. Gördüm ki ben onlardan değilim. Sıcak mıcak bahane, insan gece yarısı cheeseburger ister mi ( saat 3'de)? Yemin ediyorum evim şöyle biraz daha az yokuşlu, iniş çıkışsız ve 24 saat açık muhteşem bir büfesi olan bir semtte olsa hiç üşenmeden gidip alıp gelebilirdim (ne var ki geçenlerde gündüz vakti yediğim miss pizza, bilmiyorum ağır geldi. galiba artık bir süre pizza yemeyeceğim). Bir de yine bununla beraber karşı konulamaz bir şekilde steak tartare yemek istiyorum. Uzun zamandır hem de. Şu popüler kasap dükkanı Dükkan mı ne, oradan sipariş verip, yanında ince dilim patates kızartması ve kırmızı şarap olsun istiyorum (off orada da beni pek bir seven defne k. var ki, yanımda sekvotka olmadan gidersem martini bardağını üzerime fırlatırmış gibi geliyor). Bir ara Nupera Lokanta'da güzel yaparlardı, Beymen Brasserie'de fena değildi ama yok olmuyor işte, hep bir şeyler eksik kalıyor. Şöyle tiril tiril giyinip, çıkıp gidip güzelce yiyip oradan da Holly Golightly gibi olmak istiyorum. Ama olmuyor işte, galiba taşınmam lazım (holly golightly-audrey hepburn filan ancak hafif fevri ve küfreden olanı pek cazip bulunmuyormuş, ben bugün bunu gördüm).
* Bu kadar "yemek" diye söylendikten sonra öğle yemeğinde R. ile Kanyon'da olacağımı da söyleyeyim, bitsin. Kaç zamandır kalabalık, 4'lü olarak görüyorum ama ikili olmayı, konuşmayı özlemiştim. Ho ho ho!
* Morluk nasıl bir şeydir insan vücudunda? Cuma gecesinden sürekli rastlıyorum kendilerine, irili ufaklı. Geçmiyor da namussuzlar...
* Farkındayım bugün öyle her zamanki sansasyonelliğimle kendimi veremedim yazılarıma. Epey de boş yazdım, biliyorum nefret duyguları kabaracak yine ama bugün de böyle olsun. Ayrıca ültimatomu aldım, resmen korktum oturdum dayak yiyeceğim diye, artık "yazıları yazmam lazım" diye aklımdan geçiriyorum durmaksızın. Yazıcam valla hepsini güzel güzel, imzalayacağım altını, sonra da gelip kırmızı kurdelamı takacak yakama. Ve sahnelerdede şımarık ilkokul çocuğu Anotherstar.

No comments: