Bugün mektup günü (imiş)
Bütün gazetelerde, televizyon programlarında yazılmış mektuplar var. Bunlar çok heyecan verici, çok duygusal olsa da bir şekilde "fazla" geliyor... Abartılı, süslü hatta ticari kokuyor. Bu kadar göze sokmanın, ağıza düşürmenin yanlış olduğunu düşünüyorum. Bugünü onunla doyasıya, keyifle yaşayabileni olduğu gibi, onsuz buruk ve özlemle geçireni de var. O halde ne bu manasız illa durumu?
Doğum günleri hariç bu tip kutlamalara pek taraftar değilimdir.; anneler günü, babalar günü, sevgililer günü, yıldönümleri. F.A. da çok önemsemese de J.A. için mayıs ayının ikinci pazarı önemlidir, haliyle özel geçmesine çalışılır (dışardan dady's girl dursam da aslında aksidir, kahramanım j.a.'dır benim). Bir de işin sosyal baskı tarafı var. Bir şey yapsan problem, yapmasan problem, bazen az, bazen abartılı.
Ne var ki hiç düşünülmeyen kaybedildiğinde ne yapılacağı. İşte o zaman patlayacak bir tarafında bu kutlamalar, abartılı özel gün brunchları, anneler/babalar günü özel cep telefonları, formaları vs.
never on sunday
Ancak mektup güzel şey. Mektup yazmak, göndermek, birinden mektup almak. Sabah gazetede İsmet İnönü ve Erdal İnönü'nün 40'lı yılların sonlarındaki mektuplaşmalarını okuyunca aklıma ben de ilim irfan uğruna gittiğim yerden J.A. ve F.A. 'ya yazdıklarım geldi (biliyorum f.a. onları çalışma odasındaki masasının çekmecelerinde saklıyor).
never on sunday
No comments:
Post a Comment