Saturday, July 17, 2010

Amazign Grace "Jones", how sweet the sound

Elbette haziran sonundaki Stevie Wonder Londra konserini tamamen ayrı tutarak derim ki bu yaz, geçen yaz neyse ne artık verilmiş bütün konserleri birleştirsen Grace Jones konserini geçemez. Geçmesi dahi düşünülemez. Her zamanki güzel türkçeme amiyane kaçacak ama Massive Attack'ı yemişim ya. Faithless'ı, Seal'ı, ve diğer bütün isimleri umursamama bile gerek yok (ki buna u2 dahil.). Biz Grace Jones'u gördük sahnede. Hem de ağzımız açık vaziyette. Yaşlılar, kısa kollu gömlek giyen erkekler, kısa kollu gömlek giyen erkeklerin yanındaki bermuda/kapri boyundan uzun ama ayak bileğine inmeyen ve neden bu kadar beğenildiğini asla anlamadığım pantalon giyen kadınlar 2. şarkıda gittiler, Rahmi Koç'un bff'i ne sıfatla televizyon programı yaptığını anlamadığım Tahire bilmem ne ve aynı yaşlardaki ama ruhu genç arkadaşı sonlara doğru terk etti ve Grace Jones bize kaldı. Harikuladeydi. Bizlere. Sevenlere. Diğerlerini geçiyoruz. Geçmek, yürümek, uzaklaşmak lazım.
Ha bir de şunu söylemeden edemeyeceğim. Ben değil orta yaşlı genç popçu/şarkıcı/topçu olsam ve bu kadının konserini seyretsem herhalde içinden yıllarca çıkamayacağım bir depresyona girerdim.

5 comments:

Anonymous said...

Sizi gördüm konserde. Sizi daha uzun boylu sanıyordum. Kısa ve şişkoymuşsunuz. Bu da yazılarınıza sirayet ediyormuş. Şimdi anladım.

anotherstar said...

hahahaha :)))! kisa ve siskoyum! ayrica cirkinim de. yazilarima bu defolarim sirayet ediyor, o kadar eziliyorum ki uzun ince guzel kizlarin yaninda...bilemezsiniz tabii hem kisa hem sisko hem de cirkin olmak nasil bir duygu diye. ama simdi anlamissiniz beni. tesekkur ederim! ahahahaahh

M. said...

hepimiz kısayız, hepimiz şişkoyuz, hepimiz anotherstarız!

e.k. said...

n'oluyo ya burada? nedir bu sığ yorum ve ne alaka? birinin damarına basmışsın belli ki!

Anonymous said...

Kısa ve şişko yerine güzel Türkçemizin 'tıknaz'ını öneriyorum. Kelimeden tasarruf; hem o sırada iki-üç şeyden daha nefret etmek için zaman kazanırsınız anonim? Misal, ben kendimi tarif ederken sıkça kullanırım. The Smiths'den sizin için gelsin: You're the one for me fatty.