Friday, May 8, 2009
Sabah duygusu: biraz blues biraz heyecan
Come Rain Or Come Shine - Don henley
leaving las vegas, 1995
Uzun zamandır seyretmemiştim, dün gece televizyonda rastlayınca da değiştirmedim.
Öyle hayatımın filmlerinden değil ama sevdiğim filmlerdendir. Hele hele lisedeki halimle bayılırdım; öyle içmek, öyle acı çekmek müthiş gelirdi. İşte insan gençken bayağı gerzek oluyor. Manasız hareketlere manasız duygulara özeniyor, abuk subuk hareketlerde bulunuyor. Ne yazık ki var öyle içmeyi denemişliğim (sekvotka da filmin çıktığı yılki bodrum tatiline gidip "leaving las vegas" yaşamayı düşünüyordu. bravo). Cidden insanın yaşı 17 olunca bayağı şuursuz oluyor (bir de film güzel, oyunculuk güzel de hikaye bilmiyorum işte benim için fazla "marazi". öyle ruh hastası şahsiyetlerle ilişki çok alanıma girmez, sevmem ruh hastası adamlarla ilişkiyi. yok çok acılıymış, yok eski sevgilisi hayatını mahvetmiş, yok çocukluğu kötü geçmiş, annesi ölmüş babası ölmüş sevgisiz kalmış, yok manik depresifmiş ilaç alması lazımmış ama almıyormuş, alkolikmiş, vs ... hiçbir şey ifade etmez bana-2li ilişkilerde-, ne değiştirmeye çalışırım ne annesi olmaya. sevgi de bir yere kadar. kendine bakmayana ben bakmam, kendini sevmeyeni ben sevmem.)
whatever ...
Come Rain or Come Shine 'a ise bayılırım. Aslında çok eski bir şarkı. Filmdeki yorumu Don Henley'e ait ki bence çok güzel bir yorum. Ama asıl favorim sıcak yaz gecelerini hissettiren Alison Eastwood'un babasının filmindeki yorumu (midnight in the garden of good and evil). Bana göre fazla romantik: "her zaman yanındayım, işte her daim seveceğim, ne olursa olsun" filan beni biraz aşan şeyler. Tipik büyük laflar şarkısı. Hiç sevmem büyük lafları "şöylesin" böylesin" demeleri. Yalan değil, böyle şeyleri epey duymuşluğum vardır ama bu kadar büyük konuşup da bir farklılık yaratanı az gördüm. O yüzden ben konuşanı almayayım, şarkının melodisine tav olayım, sözlerine değil.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment