Sabah günler sonra işe gelme niyeti ve arzusu ile "erken çıkayım da artık bir görüneyim" diye düşünüp 9 buçuğa doğru sakin bir şekilde Kasımpaşa'dan inerken yan arabada patronlardan birini gördüm. Kendisi çocukluğumu bildiği için rahatımdır, senli benlidir ilişkimiz ayrıca pek de severim büyümemiş oğlan çocuğu gibidir, gerek J.A.'nın gerekse F.A.'nın yanında benimle uğraşmaktan hiç çekinmez.
Kırmızı yanan ışıklarda camlardan yapılan komik sabah konuşmalardan sonra tam gidecekken gülerek "mesain 10'da başlıyor galiba" demesi benim de "aha haha saat daha 10 değil ki" gibi afallamış laflarım ...
Az önce yan odada elimde kahve ve elma ile ayaklarımı önümdeki masaya gayet rahat sanki balkonumun trabzanına ayaklarımı uzatmışım gibi vaziyette karşımdakilerle sohbet ederken francophone olan kendi patronumun girip beni o halde görmesi ve -yine gülerek- "ooo mademoiselle hiç rahatsız olmayın" demesi ve benim bu sefer cidden utanmam ....
Bugün yakalanma günüm galiba. Ama gerçekten de sabah erken geldim. 10 bile değildi ki bilen bilir elimi kolumu sallaya sallaya geldiğim olmuştur -ki yarın sabah öyle geleceğim. Fakat herhalde yakında atacaklar beni.
No comments:
Post a Comment