Ofis dünyasındaki kadınlar bir alem olabiliyorlar. Yok bebek taklidi yapanlar, yok kaplan görüntüsü verenler vs... Hani kimin ne olduğu çok umrumda değil de ben bazen gün içerisinde bazı seslere bazı görüntülere dayanamıyorum. Çocuk taklidi yapanlar, "annem" diye hitap edenler ve sürekli üşüyen, her an yorgunluktan bayılacakmış gibi davrananlar benim sınırlarımı zorlayanlardan. Kötü olduklarını filan düşünmüyorum ama bana çok ters. Evet ofisler soğuk, evet çok eksik var, evet her şey aksıyor. Bunların hiçbirini inkar etmiyorum sadece sürekli ağlak bir görüntüye tahammül edemiyorum, âtıl geliyor. Yoksa ben de gayet üşüyen, her daim hastalanabilen, 3 kat giyinen bir insanım ve benim de soğuktan kıçım donuyor. Ancak ruhum, vücudum ve bilinçaltım, 18. yy Hogarth'ın resimlerinde rastlanan soğuk ve ayaz Londra sokaklarındaymışcasına sarınıp sarmalanmış şallı kadınlar görmeye, miyk miyk konuşmaya tepki veriyor ve tiril tiril dolaşıyorum bu soğuk bauhaus mimarisinde (miyk miyk zaten konuşmuyorum, o durum beni zaten aşıyor). Yakında zatürre olacağım orası ayrı.
william hogarth, beer street, 1751
No comments:
Post a Comment