Thursday, October 18, 2007

Mi-bas, le bas...et les haut et les bas

Garip havalar, bu havalar. Sıcak desen sıcak değil, soğuk desen soğuk değil, ne giyinileceğin bilinmediği günler... Kalın çorap giysen sorun, giymesen sorun, her şey terletiyor her şey üşütüyor (ayrıca burası - 10 derece farkediyor şehirden). Ancak çok güzel mi-bas veya le bas diye bir ürün var en français söylemi ile, hem rahat, hem havadar, hem de en güzeli kendi kendine sorun çıkartmadan duruyor işte.

Il existe deux types de bas :
les bas « auto-fixants » : ils tiennent seuls en haut de la cuisse au moyen d'une bande de
dentelle anti-glisse (bande caoutchoutée sur l'intérieur ou simple bande élastique) ;
les bas « simples » ou « ordinaires » : ils nécessitent un
porte-jarretelles (ou un serre-taille), une guêpière ou une jarretière pour rester tendus.

P.S. Ha bir de "les hauts et les bas" diye bir kavram var ki, salt dengesizlikleri ile meşhur insanlara mahsus olmayıp sıklıkla ziyaret eder beni, med-cezir etkisi yaratır üzerimde. Neredeyse son 10 gündür bir haut durumu hakim ki ben dahi korkar oldum hayırdır inşallah diye. Oysa neden bu korku? Ne güzel her şey bir rahat, bir kool, bir easy, bir dingin. Korkunun ecele bir faydası yok, les bas da gelecekse gelsin, sonra yine gider işte, nasıl olsa her şey bir gün sona eriyor.
P.S.(2) La Perla nedense hep beni bir speechless bırakma eğiliminde, hepsine ulaşma arzusu yaratma peşinde. Sinirimden bakamıyorum, o kadar diyorum.


1 comment:

hmm said...

Ağır tahrik unsuru diyorum ben buna :)))
L.C.