Aslında Boomtown Rats şarkısı gibi I Don't Like Mondays derdim ama durum öyle değil. Pazartesilerini severim, yeni başlangıçları severim, severim işte. Ama sevmediğim düzenimin brutal bir şekilde bozulması, her şeyin birbirine girmesi. Kimine çok sorun olmaz böyle şeyler de beni fazla bir etkiler, çenemi tutamam. Nefret ediyorum bana sormadan bana dair değişiklik yapılmasından, kontrolüm dışındaki gelişmelerden o yüzden her ne kadar mutlu mesut uyanmış, yola çıkmış, mekana gelmiş iken ...
Oysa cuma akşamı Persepolis güzeldi, cumartesi sabahı Joe Strummer şahaneydi, öğleden sonra hiç fena değildi derken, Merih Meyhanesi'nde A.ların bir araya gelişi nedense olmadı, patlama oldu goller patlarken, o amaçla beraber seyredilsin diye gidilmişken.Bazen bazı şeyler nasıl da gereksiz, nasıl da saçma, nasıl da aptalca geliyor. Hele hele bir bok bilmeden her şeye bir yorum katıp çok iyi anladığını bilenlerden gelen laflar gerçekten beni benden alıyor.
İşte pazartesi, işte notlar, işte hayat
P.S. M. ile Persepolis'teki büyükanneye inanamadık, kendisinden bir tane de biz istiyoruz.
No comments:
Post a Comment