İpin ucu kaçtı, yetişemedim, koşuşturamadım, peşinden gitmedim, gitmek de istemedim, sıkıldım ve bıraktım. Dinlemeye ve dinlenmeye aldım sanki narin bünyemi, şımarttıkça şımarttım.
Hatta o kadar komik ki "traş olmayarak yüzünü dinlendirdiğini söyleyen adamların ruh haline" büründüm. Hani derler ya "yüzümü dinlendiriyorum" diye. Ancak asla bir salma, kendini bırakma durumu yok. Sadece bazı gereksiz heyecanları bıraktım, önemsemeyi kenara ittim ve de işin doğrusu neşeme neşe, keyfime keyif kattım. Deli miyim ben elin .... düşünüyorum, konuşurken dile getiriyorum yani kısaca eli önemsiyorum, dert yapıyorum? Düşünmeme, kâale almama değmez.
It's koool man...
P.S. Seviyorum karşı cinste sakal. Hepsinde değil, her tip sakalı değil ama işte yakışana yakışıyor. Gattuso'ya yakışmış mesela. Kendisini de seviyorum, orası ayrı.
P.S. (2) Forever Sekvotka...
No comments:
Post a Comment