Sunday, May 24, 2015

Arada Yaşananlar # 2

Evet güzel geniş tahta masalar etrafında değildik, içilenler bira değildi, üzerimizdekiler marin değildi ama yine de tiril tirildik, belki de yılın ilk tiril tiril geceleriydi yaşadığımız. 

...yetişirim yetişemem, yetiştirebilirim, yetiştirebilemem, yazma halinin gidişatı, telaşı derken pek sevdiğim hatta Rey.'in "sen cidden çok seviyorsun hatta çok beğeniyorsun" dediği A.'nın doğumgunu için cuma akşamı iki saatliğine dahi olsa ulus 29, sevdiğim iko kızları, güzel manzara, kalabalık manzara, külkedisi gibi eve kaçış derken gelen tiril tiril cumartesi, beklenmedik şekilde gelişen cumartesi, hayaller paris iken gerçekleşenin daha da fantastik oluşu, planı planlanmadan yapılmış kalabalık gruplu jash öncesi kendisi opera peşinde londra sokaklarındaki a.t.'nin evinde gayet de o yokken sekvotka, e.a. & n.k., galatasaray c. ile kısa bira buluşması deyip jash'a kalabalık, multi kulti ama cihangir c. hariç hiç kimseyi tanımadığım grubun masasına keyifle oturmak, uzun uzun sohbet, rakı, tarama, balık derken nihayetinde sıkıcı düğün peşindeki #8'in gelmesiyle her şeyin daha da mutlu olması ile sonlanması beklenen gecenin cihangir cumhuriyetinde yaşayıp da gerzek ve yapay ve varoş şarkıcı türkücü oyuncu tayfasının cihangir alemlerinden hoşlanmayan biri olarak yıllar sonra bir gece vakti smyrna'ya gitmem ise herhalde en büyük bombaydı.

P.S. Tarama...Lütfen her meyhane yapsın, doğru düzgün yapmayı öğrensin, sakın içine mayonez filan gibi korkunç şeyler koymasın....

P.S. (2) Doğru, bazen doğumgünlerine, partilere gitmeye çok üşeniyorum. Bir sebebi yok ama işte sadece üşeniyorum giyinmeye, süslenmeye, konuşmaya, içmeye filan. Belki yapmak lazım gitmek lazım ama istemediğim şeyleri yapmayı da pek sevmiyorum, yapınca da zaten sevimsiz bir hale bürünüyorum. Ancak bunu değiştiren daha doğrusu kararımı değiştiren tek bir faktör oluyor, o da davet sahibinin kim olduğu, benimle ilişkisinin nasıl olduğu... Cuma günü gittiğim A.'nın ile geçen ay T.'nin doğumgünleri buna güzel örnekler. Deli gibi çalışmam lazımdı, yemeksiz sadece içkili bir organizasyon için kalkıp gitmem çok üşendiriyordu ama gerçekten telefonda A.'nın söyledikleri, gördüğümdeki hali tavrı, mutluluğunu belli edişi..." Tamamdır" benim için. Keza T. için de aynı şey geçerli. #8'in işi vardı, de(y)işik arkadaşlarının hiçbirini tanımıyordum, bizimkilerden kimse yoktu, hiç keyif almadığım bir yerdeydi ama evet, onun için çok önemliydi. O halde sorun yok. Hem o da benim içinde bulunduğum durumu görüp zaten o kadar özenli ve varlığımdan mutluydu ki "tamamdır". Başkasını mutlu etmek güzel ama o kişinin bu mutluluğu yaşayışı ve sana yaşattırışı, hissettişi daha güzel. Nereden nereye değil mi? Kendisine verilen hediyeye, kendisi için yapılan özenli bir davranışa teşekkür etmeyenlerden gerçekten iyi ve kadirşinas bir arkadaşlık duygusu taşıyanlara gelinmiş. İyiymiş bu yol, bebeğim.

Kısacası hayat gayet iyi, bebeğim. Bizde öyle rakı masasındaki ağlak romantik depresif ağır abi tafralarının karşısındakini etkilemek veya masada sözde bir "özgül ağırlık" yaratmak için söyledikleri cümlelerden "hayat seni ne hale getirmiş" tarzı bir hal yok. Aksine bilinçli seçimler, tercihler neticesinde huzur, keyif var. Ha, bir de sonunda ölüm, herkeste olduğu gibi. Ama onda da sorun yok; nasıl olsa benden sonra tufan



No comments: