Monday, October 13, 2014

Arada yaşananlar # XII


Evde kalınan bayram tatili, A. Ailesi'nin devam eden ada macerası ile ilk gün gidilen adanın toplu taşımadaki insanı bunaltan bütün arap yarımadasını neredeyse taşıyan kalabalığı, tatilin devamı, tatilde okunacaklar, tatilde konuşulacaklar derken hala en lezzetli, hala en sevdiğimiz meyhane Cavit'e taramalı, lüferli bir nevi bayram ziyareti; artık Buenos Aires'i ikameti olarak seçen Forever A. buluşması, Cihangir'de yaşayıp da Cihangir'de herhangi bir yere gitmeyi sevmeyen biri olarak Forever A. sayesinde bilmediğim gitmediğim mekanlara gitmenin ilginçliği; hala devam eden hatta gelişen, içinden bir yenisini doğuran radyo günleri, üzücü ve insanı boğan gündemde nefes alabilmek için biraz J.A., bolca # 8 deyip cumartesi gecesi mutluluğu olarak Sabahattin, toplum içerisinde utandırarak doğumgünü kutlaması yapılan Boogie Boy & U. ve tabii Muzo ve her daim "siz biraz kendi aranızda hasret giderin" deyip geç gelen # 8, gecenin fantastik sürprizinin Sabahattin'e geldiğimizde karşıma çıkan ve kendilerini pek bir özlediğim K. Sisters ve A.Ç.  ile geçip giden rakılı lüferli palamutlu bir saturday nite happiness ile never on sunday sakinliği, pazar sineması, patlamış mısırı, ikili yapışık koltukları ile arada yaşananlar...

P.S. Bayram öncesi tez için yapılan konuşmalar bir şekilde iyi hissettirdi, yalan değil. Ama artık başlamak yazmak lazım. 

P.S. (2) Sıkıcı olduğu kadar bir savaş alanına dönen kaderimiz olan coğrafya sebebiyle keyfim pek olmadığından Gülben Ergenli "kocasının ve kendini elini öpme" hadisesi gibi konuları geçiyor gibi oluyorum; işte ona üzülüyorum. Daha detaylıca ve derinden gireceğim günler yakındır ama keyfim yok bu tip konulara. Yine de şöhretli takımına gelene kadar şöyle bir etrafa bakıp, elbette sadece benim değil hemen herkesin hemfikir olup diyeceği şey şudur ki "insanoğlu ancak inanmak istediğine inanır, karşısındakini, kendi içinde bulunduğu durumu ancak görmek istediği gibi görür". Nasıl Gülben Ergen'nin asıl sevindiği olayın boşanmış ve üç çocuklu biri olarak birisini bulması olup, bunu dışarıya sanki istisnai bir sevgi ve saygı paylaşımı ile beraber en çok da bugünlerde çok para getiren musluk maneviyat yolundaki müthiş bir birliktelik gösteriyorsa; nasıl yan masadaki adam gençliğinde yaşadığı ilişkiyi kendisinin olmasını istediği hali olan "acıklı, fedakar, büyük aşk" şeklinde çizip, olayın gerçek yüzünü yani ruhsal bir sarhoşluk olarak kabul etmeyip kendisini kandırıyorsa; nasıl telefonda bir zamanlar ilk aranacaklarda ismi kayıtlı olup bugün ancak bitmiş veya şekil değiştirmiş arkadaşlığın bir aktörü yaşananların gerçek sebebini görmezden gelip kendi inanmak istediği mazereti dillendiriyorsa; nasıl politikacılar yaptıkları bütün hataları yalan söyleyerek süsleyip yeniden satıyorsa hepimizin bu hayatta oynayacak sahnemiz, daha çok takacak maskemiz var demektir. Buradaki ince çizgi kafada kurgulananın gerçeğin üstünü örttüğü yerde gizleniyor. Yoksa mesele takmak ise, hiç sorun değil, herkesin bir şekilde bir yerlerde bir takım insanlarla beraberken taktığı maskeler var. Maske ile gerçek birbirini tamamlıyor, birbirine uyumlu ise sorun yok ama maske kendini "ben buraya ait değilim" deyip sürekli düşüyorsa işte orada iş ilginçleşiyor. Günün sonunda herkesin maskesi kendisine. 

P.S. (3)   "Allah yazdıysa bozsun" derdi Sekvotka ikimiz için çıkan dedikodulara, varsayımlara. Gerçekten de arkadaşlar arası yaşanan ilişkilere "dostluk mu sevgililik mi" denirse kesin dostluk kazanır. En azından bizim dükkanda. Ne var ki bu "Allah yazdıysa bozsun" lafı kimi zaman kimi ilişkiler için herhangi bir yere gitmemesi ne kadar doğruymuş, yaşandıkça, görüldükçe doğruluğunu ne kadar da hissettiriyormuş. Iyi ki yazılan bozulmuş, iyi ki hiç yazılmamış, iyi ki, iyi ki, iyi ki ... Cidden şöyle bir düşünüp, gözümün önüne getirdim de midem kalktı. 

P.S. (4)   Savaş hali, silahlı saldırı hali, ayrımcılık hali, birbirini, komşunu, kardeşini öldürme hali hiç bitmeyecek mi burada? Hiç mi güne keyifle mutlulukla başlayamayacağız ve hep mi mutluluğa ulaşmak için çaba sarfedeceğiz? Sıkıldım.

3 comments:

hikky said...

p.s(2) 'yi çok sevdim

anotherstar said...

sen beni ozlemissin :)

hikky said...

kesinlikle :()