her şey çok da mesut pek de mesut vaziyette akıp giderken, cenova 'dan getirilen ganimetler salı akşamı bir santa vittoria'nın sırrı ile kebapçı televizyonununda a. ailesi ile paylaşılırken, kadehler kaldırılır, hediyeler verilir, niyetler amaçlar yollar telaffuz edilirken yani ülkenin tüm fantastik ötesi gündemine rağmen kendi eğlenceli dünyasında küçük hayatlarımız devam ederken yine salı akşamı başlayan boğaz ağrısı, yorgunluk hissi derken 3 gündür evden çıkamamak, dün ilaca bugün ise antibiyotiğe başlamak, yarın akşamı inatla ertelememek, yarın sabaha zımba gibi kalkmayı ummak, inanmak, appy'i geliştirmek, ve tabii ülke sınırları içerisinde olanlara, mahkemeye davetlere, şaştıkça şaşmak, garip şekilde heyecanlanmak ama asıl yalakalık yapacağım diye köşelerinden görmedikleri "üzerimize işedi gezi eylemcileri" videolarını görmüş gibi yazmak, hala televizyonlarda vik vik konuşabilmek veya daha dün bağımsız vesayetsiz bir hayattan bahsederken yeni şafak veya türkiye gibi bir gazetede ya da twitter'da yazıp gayet geniş geniş yalan söyleyenlerin ne duruma düşeceğini çok merak ediyorum. dünya dönüyor sen ne dersen de, that's life bebeğim.
p.s. söylediği yalanlar bir yana kirli sakallı sevimsiz haliyle td'de gevrek gevrek oturan ve tabii her şeyi ama her şeyi çok iyi bildiğini sanan köşe yazarlarının yanı sıra bu konudaki en büyük favorilerim belgeselde konuşan, methiyeler düzen, "ama çocuklarımın ismini biliyor" diyenler. gelecek de bir gün gelecek.
p.s. söylediği yalanlar bir yana kirli sakallı sevimsiz haliyle td'de gevrek gevrek oturan ve tabii her şeyi ama her şeyi çok iyi bildiğini sanan köşe yazarlarının yanı sıra bu konudaki en büyük favorilerim belgeselde konuşan, methiyeler düzen, "ama çocuklarımın ismini biliyor" diyenler. gelecek de bir gün gelecek.
No comments:
Post a Comment