Sunday, June 3, 2012

Never on sunday # 6


daha böyle olmasa da havaların ısınması, yüreğin hafiflemesi ile bazı şeyler never on sunday haline kendiliğinden dönüştü, basitleşti...garip ama kötü garip geçmeyen bir hafta, 1 haziran ve yaz havasının gelmesi, yoğun haziran gündemi, koşuşturması, heyecanı, cuma yemeği, karaköy lokantası, e.g. ve b.i., klasik lise günleri yavşaklığı, arka tarafta oturan general karısı saçlı teyzelerin nefret bakışları, pek eğlenceli pek saçmalık dolu gece, yan, "sanki flatline'da böğürüyoruz", star wars inancı, gecenin sonunda herkeste kopuşlar, ertesi gün kimsenin bir yerden sonrasını hatırlamaması, sıcak cumartesi günü, yeşilköy, eski mahalle, hayatımın geçtiği sanki 2. evimmiş gibi yaşadığım evde "çeşit yemeği", i.k., den., papi'nin özlemi, klasik bomba laflar ve ilk gençlik çete günleri anıları, "eve gideyim biraz dinleneyim ben", pazar, arka taraf, beyaz, sakin, merci pr tt, daha gün uzun deyip tüm manasızlıklardan, kürtaj başlıklı saçmalıklardan, melih gökçek ve diğer tüm benzer söylemde bulunanlardan uzaklaşmak, bilindik hitler vari nasyonal sosyalizm nutuklarını duymamak, mucizenin gerçekleşmesini dilemek ve yine hafifliğe koşmak, never on sunday hissiyatı içerisinde. zor ama kim bilir, hayat sürprizlerle dolu...

No comments: