yorucu gün, güneşin batmadığı eski imparatorluğun artık işçi partiliği katıldığı her konuşmadan aldığı yüksek meblağlarla vadesini olduğu kadar cebini dolduran anthony charles lynton blair curcunası, kargaşası, kargaşanın az sayıdaki çalışanları, çok sayıdaki akbabaları, yalakaları, havanın soğukluğu ile elbette üşüyen ve elbette bebek taklidi yapan kızlar, soğukluğun bendeki etkisizliği, ingiliz istihbarat ile bizimkilerin kapı önündeki it dalaşı, düşmüş televizyoncu kariyerini herkese yağ çekerek (ki az önce j.a.'ya hayatımda böylesine yağ çeken, yalakalık eden birisini hiç görmediğimi söylüyordum. gerçekten böylesine bir modeli ilk defa görüyorum) başka alanlara yöneltip ivme kazandıran başka müdürün, vip alanında tanışmak için geberdiği herkese kuyruğunu sallarkan patlayan minik skandallar ve yine müdürün insanları azarlayarak ağlatması, haddini bilmemesi, hırsının zekasının önüne geçmesi ve daha birçok fantastik eğlence ile "büyük sıfatlar taşıyanların ne denli küçük insanlar olduğunun bir kez daha görüldüğü" bir gündü. o yüzden mümkünse "büyük sıfatlı tanımlarım olmasın, büyük sıfatlı aşkların kadını olmayayım". farkına varmadan ruhumun büyüklüğü belli etsin kendisini; kafi benim için...az kaldı...
1 comment:
koolsun sen kool kal :)
Post a Comment