hem düğünün hem de cenazenin olduğu bir hafta sonu sonrası, belki tatsız ama önce cumartesi cenaze sonrası pazar e.k.'nin sürpriz düğünü, j.a.'nın sırf düğün için bodrum'dan kalkıp gelmesi, sıcaktan yapışan elbise ve boşa giden bir fön, yıllardır görülmeyen bazıları özlenmiş kimi sp kızları, samimiyetsizliği ile insanın tahammülünü zorlayan, 7'sinde ne ise 70'inde de aynı kalacak kalacak ve asla "gerçek" olamayacak gülben ergen kılıklı hatta gülben ergen hırslı uzağımda olmasını istediğim sp kızı, mutlu e.k. & her şeyi ayarlamış olan f., cumartesiden beri şekerimin sürekli düşmesi, şekerin reflüyü tetiklemesi, sıcaktan bitap düşmem, yarın sabah gidiyor olmam tek mutluluğum derdim ki...dönüşümde yaşayacağım "olay"dır şu aralar en büyük ve en eğlenceli mutluluğum.
düğünün bombası: pasta kesilir ve gelin ile damat ellerinde çatal ve pasta parçaları ile durup karşısındakine uzatır, romantik bir an filan ... yani olması gereken şey bu iken, bizimkisi-e.k.- pastayı önce kendi yer, damat şaşkınlık içerisinde bakakalır, biz gülmekten yerlerdeyiz, e.k. ise "aa önce sana mi uzatacaktım" der. ayrıca nereden nereye? daha sadece geçen yaz, cavit'te oturup karşı tarafta sevmediğimiz insanın mekanında sevdiğimiz insan c.d. ile uzaktan sohbet ederken, gece yarısını geçkin bir saatte karşı'dan gelen misafirleri masamıza kabul ederken e.k. pazar gecesi yaşanan düğüne ihtimal vermiyor, "zor zor çok zor" deyip duruyordu. hayat işte! ne zaman her şey planlandığı gibi oluyor ki? dileğimiz güzel sürprizlerin planlı hayatı bozması, kötü sürprizlerin ise en az seviyede olması.
No comments:
Post a Comment